Arama

                                                

İŞİ EHLİNE VERMEK

Eğitimci Yazar Soner Atabek'in kaleme aldığı "İŞİ EHLİNE VERMEK" başlıklı makalesi okuyucuya sunuldu.

11/02/2024 09:30 | Son Güncelleme : 19/05/2024 02:37 | Okunma Sayısı : 37 | Soner Atabek


İŞİ EHLİNE VERMEK

 Değerli okurlarım

Bir ülkenin iyi mi kötü mü yönetildiğini nerden

anlarız?

Bunun için en güzel gösterge önemli yerlere atanan kişilerin liyakat sahibi olup olmadıklarına bağlı bence.

Önemli mevkilere gelen insanlar oraya  partizanlık, hemşerilik, ortaklık, yandaşlık, tarikat gibi paydalara geliyor yoksa ‘’liyakat’’ esasına göre mi? Herkes keyfine göre mi atama yapıyor yoksa bu atamalarda kullanılan objektif bir ölçüt var mı?

Bizler işi ehline mi veriyoruz? Yoksa partizanlık, tarafgirlik mi arıyoruz? Bu soruların cevabı nasıl yönetildiğimizi de ortaya koyuyor.

Değerli okurlarım; 

Yakında yerel yönetimleri seçeceğiz pardon seçilmişleri seçeceğiz bu seçilmişler hangi esasa göre seçilip bizim önümüze konulacak?  Bu seçimde hangi kriterler gözetilecek? Bizler kimlerin hangi kriterine göre seçip bizim önümüze koyduğu adaylara oy vereceğiz ve şehirlerimizi yönetmesi için onları yetkilendireceğiz.

Kıymetli okurlarım önemli mevkileri işgal edenler halkın içine sinmediği zaman ‘’ benim neyim eksik!’’ sorusu ortaya çıkıyor ve bu soru sistemi zehirliyor. Halkın yöneticisine saygısı kalmıyor.

Tarihimize bir göz atalım; Bir ülke yükseldiği zaman birçok önemli kişilikle birlikte yükseliyor. Mesela Kanuni Sultan Süleyman dönemi. Batılıların ‘’ muhteşem’’dediği bir imparator zamanında sadrazam, Sokullu Mehmet Paşa. Belki de Osmanlının gelmiş geçmiş en büyük devlet yöneticisi.

Mimarbaşı; büyük Sinan! Doğu medeniyetinin yetiştirdiği en büyük mimar!

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa; tarihin en büyük denizcilerinden biri.

Sarayın el üstünde tuttuğu şair Baki; Divan edebiyatının en büyüklerinden.

Bütün bunlar tesadüf olabilir mi? Elbette olamaz! Bunca yeteneği ve büyük ismi değerlendiren, onları kurda kuşa yem etmeyen, tam tersine devletin tepesine getiren bir ‘’pozitif liyakat ‘’ yöntemi söz konusu.

Yukarıda saydığım isimler partizanlık gibi anlayışla değil ‘’liyakat’’ ilkesine göre bulundukları mevki’e gelmişler. 

Ülkemiz ise işi ehline vermemekten dolayı çok canı yanmış ve yanmaya da devam ediyor. Bu şekilde değerli yıllarını yitirmiş ve yitirmeye devam edecek gibi gözüküyor.

Umuyorum ki; liyakat esasını göz önünde bulundurarak en yakın seçim olan yerel seçimlere seçilmişleri seçmek için değil, liyakat sahiplerine yetki vermek için sandığa gideriz.

 

Eğitimci – yazar

Soner Atabek

 

 

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.