Arama

                                                

SU KASİDESİ'NDEN SEÇME BEYİTLER

SU KASİDESİ'NDEN SEÇME BEYİTLER

09/03/2024 12:30 | Son Güncelleme : 18/05/2024 04:23 | Okunma Sayısı : 183 | Sümeyye Öztaş


SU KASİDESİ'NDEN SEÇME BEYİTLER

                                        SU KASİDESİ’NDEN SEÇME BEYİTLER

Su kasidesi Fuzuli’nin önemli eserleri arasında yer almaktadır. Aruz ölçüsü ile kaleme alınan şiirin redifi de su’dur. Kasidenin ismi tekrarlanan su kelimesinden gelmektedir. Şair bu eserini peygambere olan sevgisinden dolayı kaleme almıştır, bu yönüyle aslında kaside nazım şekliyle yazılmış bir na’t örneğidir. Toplamda 32 beyitten oluşmaktadır. Lirik bir anlatımı olan şiir söyleyiş tarzı ve sanatlı ifadesiyle Türk edebiyatının önemli eserleri arasında yerini almıştır. Şair bu kasidede daha önce peygamberimiz için kullanılmayan ‘’su’’ motifini kullanmıştır. Daha önce ‘’gül’’ ile sembolize edilen sevgili veya peygamber bu şiirde başka bir kavram olan su ile karşılanmıştır. İnsan sevdiği bir şeyi yahut nesneyi sevdiği bir kişiyle bağdaştırır. Kerbela toprağında suya susamış olan aşk ve çile şairi Fuzuli’nin de ‘’su’’yu neden peygamber için benzetme olarak kullandığı da insanın en çok arzu ettiği şeyle, en sevdiği insan arasında ünsiyet kurması şeklinde anlaşılabilir. Şiirin bazı beyitlerini bu bilgiler ışığında okumaya çalışalım.

‘’Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su.

Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çare su.’’

(Ey göz! Gönlümde yanan ateşlere gözyaşından su saçma; çünkü böyle tutuşan ateşlere su fayda etmez.)

Şair daha ilk beyitte bize bir tezattan bahsediyor: Ateş ve su. Bir insan tasavvur edelim. Gönlü ateşler içinde yanarken, gözyaşı onun yardımına koşarak o ateşi söndürmeye çalışıyor. Şair gözüne ‘’su saçma’’ yani ağlama derken hem bu gönlündeki yangından memnun olduğunu anlatıyor hem de bu kadar büyük bir yangını gözyaşı ile söndürmenin imkansızlığını anlatıyor. Gönüldeki ateş aslında gerçek bir ateş değil manevi bir ateştir ve bu ateşin kaynağı da ‘’peygamber sevgisi’’dir. Aşk’a düşen aşıkların mizacı da ağlamaktır. İçlerini bir nebze olsun teskin etmek isteyen aşıklar ağlayıp gönül yangınlarına bir çare ararlar. Ateş ve su birbirine ne kadar tezat görünse de aslında menbaları aynıdır. İkisi de aşktandır. ‘’Aşk ağlatır, dert söyletir.’’ sözü bu gerçeği anlatır. Ayrıca şairin yaşadığı coğrafya düşünüldüğünde çöl sıcağı yani ateş onun kaderi; su ise ona çare olacak derman olarak anlaşılabilir. Fakat beyitte şairin gönül yangını o kadar büyüktür ki hiçbir su onu söndürmeye yetmeyecektir. Bundan dolayı şairin kaderi de ağlamaktır.  Beyitte ‘’göz’’ kelimesi de su kaynağı olarak da yorumlanabilir. Bu durumda da hem göz, hem de su gözesinden akan hiçbir su şairin gönül yangınına derman olamayacaktır.

‘’Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem.

Ya muhit olmuş gözümden günbed-i devvâre su.’’

(Bilmiyorum gökyüzü mü su rengindedir, yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamıştır.)

Bir önceki beyitte gönlündeki ateşi söndürmek için çok ağlayan ve gözyaşlarını içine akıtan şairden bahsetmiştik. Şair bu defa da o kadar ağlamıştır ki gözyaşının etkisiyle her yeri bulanık ve dalgalı görmektedir.  Gökyüzüne bakınca da gözündeki yaştan dolayı semayı da su renginde görmektedir. Kendi ağlamaklı halinden dolayı dış alemi de aynı şekilde görmüştür. Ayrıca gökyüzünün maviliği onda su çağrışımı yapmış tecahül-i arif sanatıyla da kendi gözyaşının semayı kaplayıp orayı da su rengine döndürmüş olabilme ihtimalini de sorgulamıştır. Bu beyit şairin ne kadar ağladığını anlatıyor, her tarafı su renginde gördüğüne göre şairin gözyaşı hiç kurumamıştır.  Ve bu gözyaşının kaynağı da gönül ateşini söndürme ümididir.

‘’Suya virsün bağbân gülzârı zahmet çekmesün.

Bir gül açılmaz yüzün tek virse bin gülzâre su.’’

(Bahçıvan gül bahçesini suya versin, boşuna zahmet çekmesin. (çünkü) bin gül bahçesine su verse de yüzün gibi bir gül açılmaz.)

Şair bu beyitte Hz. Muhammed’in eşsiz güzelliklerini, dünyaya bir daha onun gibi birinin gelmeyeceğini bahçıvan ve gül bahçesi benzetmesi üzerinden anlatıyor. Bahçıvan gül yetiştirme işinde mahir bir kişidir. Bu işi ondan daha iyi yapabilecek kimse bulunmaz. Fakat şair burada gül bahçesini suya versin derken istediği kadar sulasın, güllerin bakımını yapsın veyahut suya versin yani boş versin; bakımıyla ilgilenmesin anlamlarında da kullanmıştır. Yani bir bahçıvan istediği kadar gül bahçesiyle ilgilense de Hz. Muhammed’in yüzü gibi bir gül açılmayacak olduğu için, bu boş uğraştan vazgeçip gül bahçesini suya versin diyebiliriz. Çünkü Hz. Muhammed hatemü’l-enbiyadır. (son peygamber) Kendisi son peygamber olduğu için de onun gibi bir gülün bir daha dünyaya gelmesi de imkansızdır. yüzden bağbanın bu yöndeki çabaları da beyhudedir.

‘’Ravza-i kûyuna her dem durmayub eyler güzâr.

Aşık olmuş galiba ol serv-i hoş-reftâre su.’’

(Yaşadığı ravzaya sürekli akıp gider. Su galiba o servi  boyluya aşık olmuş.’’

Bu beyitte Hz. Peygamber, hoş bir edayla salınan serviye benzetilmektedir. Servi ağacının ince, uzun ve düz bir görünüme sahip olmasıyla, peygamberimizin insanlar için dosdoğru dümdüz bir yolu göstermesi benzerlik taşımaktadır. Servi suya düşkün bir ağaçtır. Bundan dolayı genellikle su boylarında, akarsu ve dere kenarında yetişir.

Ravza diye bahsedilen ise aslında peygamberimizin türbesidir. O suyun dolanarak akıp gittiği bahçe sıradan bir bahçe değil,     Hz. Peygamber’in ravzasıdır. Suların servi diplerinden dolanarak akıyor olması da şairde suyun serviye aşık olduğu düşüncesini oluşturmuştur. Servi ağacı, zarif, hoş ve düz görünümüyle Hz. Peygamber’i hatırlatır. Suyun mütemadiyen servi ağacına doğru akması, suyun da serviyi peygambere benzetmesi ve bu benzerlikten kaynaklanan aşkından kaynaklanmaktadır. Tabiatta gerçekleşen bir olay şairin muhayyilesinde peygamber sevgisini ifade etmenin bir yolu olmuştur.

Su serviye olan aşkından dolayı nasıl onun etrafından ayrılmıyorsa şair de peygamber aşkıyla hep ona kavuşmak istemektedir.

‘’Dest bûsi arzusuyla ger ölsem dostlar

Kuze eylen toprağım sunun anunla yâre su.’’

(Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun.)

Şair burada dostlarına bir nevi bir vasiyette bulunuyor. Beyte göre şair, sevgiliye (peygambere) kavuşmak ve onun elini öpmek hususunda büyük bir arzu içinde. Bu arzudan dolayı kendisi ölürse, toprağından bir testi yapılmasını ve bu testiyle de sevgiliye su ikramında bulunmasını istiyor dostlarından. Kendi ulaşamasa bile, toprak bir kap vasıtasıyla sevgiliye ulaşmayı büyük bir şeref addediyor şair. Burada şöyle bir soru karşımıza çıkıyor. Hz. Peygamber şairden önce vefat ettiğine göre su ikramı nasıl mümkün olacaktır. Burada da şair kendi toprağından testi yapılmasını isteyerek buna çözüm buluyor. Mezarlıklara suyun testiyle taşındığı göz önüne alınırsa şairin isteğinin nasıl gerçekleşeceği anlaşılabilir. Yani şair için öldükten sonra onun toprağından yapılan testi ile peygamber kabrine su taşımak, bu yolla ona ulaşmak büyük hürmet ve muhabbetinin yanı sıra tarifsiz bir hasret ve saygının da ifadesidir.

Şair su kasidesinin bu beyitlerinde ve genel itibarıyla, Hz. Peygamber’e duyulan büyük bir hürmet, aşk, hasret ve muhabbeti dile getirmektedir. Hz. Muhammed’in üstünlüğü ve seçkinliği anlatılarak ona hürmet ve muhabbetin artması hedeflenmektedir. Şair bu şiirle Hz. Muhammed’in şefaatine nail olma arzusunu da ortaya koymuştur. Su kasidesi Türk Edebiyatı’nda naat türünün burçlarına bayrağına dikmiş bir şiirdir.

 

Selametle….

Etiketler : Su Kasidesi Fuzuli Sümeyye Öztaş Edebiyat
Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bu Ülkeye Ne Oldu Böyle?

Bu Ülkeye Ne Oldu Böyle?

Bu Ülkeye Ne Oldu Böyle?

9 saat önce
Bursa Büyükşehir'den Emeklilere 2.000 TL Destek Çeki Müjdesi!

Bursa Büyükşehir'den Emeklilere 2.000 TL Destek Çeki Müjdesi!

Bursa Büyükşehir'den Emeklilere 2.000 TL Destek Çeki Müjdesi!

10 saat önce
Türkiye'de Çiftçiler Yaşlanıyor, Fakat Avrupa ve ABD'ye Göre Daha İyi Durumdayız

Türkiye'de Çiftçiler Yaşlanıyor, Fakat Avrupa ve ABD'ye Göre Daha İyi Durumdayız

Türkiye'de Çiftçiler Yaşlanıyor, Fakat Avrupa ve ABD'ye Göre Daha İyi Durumdayız

16 saat önce