İyi ve Kötünün Paradoksu
Yazar Aylin Bayrakdarlar Yazdı: İyi ve Kötünün Paradoksu
18/09/2025 21:40 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:31 | Aylin Bayrakdarlar
İyi ve Kötünün Paradoksu
İyi ve kötü kavramları insanlığın en eski sorularından biridir: Gerçekten var mıdırlar, yoksa sadece bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan mı ibarettirler? Basit bir örnek üzerinden bunu görebiliriz: İş yerinde bir adam sebepsiz yere bağırıp çağırdığında, davranışı toplumsal normlarla uyumlu olmadığı için olumsuz karşılanır. Oysa aynı adam akşam eve gider, eşine çiçek götürür, sevgiyle sofraya oturur ve karısı onu çok iyi bir insan olarak görür. Adamda değişen bir şey yoktur; değişen yalnızca bakış açısıdır.
Demek ki iyi ve kötü, mutlak gerçeklikler olmaktan çok, bizim değer yargılarımıza göre biçimlenir. Bu yalnızca bireysel algıda değil, toplumsal ölçekte de böyledir. Örneğin, toplumsal bir tartışmada bir kişinin davranışını bazı insanlar adil ve doğru bulurken, başkaları bencil ve yanlış olarak değerlendirebilir. Aynı eylem, farklı bakış açılarından hem iyi hem de kötü etiketini taşıyabilir. Burada belirleyici olan şey eylemin kendisi değil, o eyleme yüklenen anlam, beklentiler ve kültürel kabullerdir.
Felsefi açıdan bu bir paradokstur çünkü iyi ve kötü birbirine zıt gibi görünse de varlıklarını birbirine borçludur; iyiyi tanımlamak için kötüyü, kötüyü tanımlamak için iyiyi bilmek gerekir. Etik açıdan ise aynı olay farklı kuramlarla farklı şekillerde yorumlanır: Sonuçlara bakan bir anlayış için bir davranış mutluluk getirdiğinde iyi, acı verdiğinde kötüdür; niyeti temel alan yaklaşımda kurala uygun olan iyi, öfkeyle yapılan kötü kabul edilir; erdem etiği ise bütün bunları kişinin karakteriyle ilişkilendirir. Fakat hangi etik ölçüt seçilirse seçilsin, işin içinde daima bağlam, beklenti ve toplumun onayı vardır.
Daha yüksek bir hakikat boyutundan bakıldığında ise bu ayrımların ötesine geçilir. Doğu felsefelerinin yin ve yang kavramında olduğu gibi, iyi ve kötü bir bütünün iki yüzü olarak var olur. Sufiler için her şey Hakk’ın tecellisidir; bu yüzden mutlak kötü yoktur, yalnızca bizim dar algımızın kötü olarak adlandırdığı şeyler vardır. Kur’an da insanın sınırlı bilgisine işaret ederek bunu doğrular: “Onların çoğu zanna uyar. Zan, hakikatten hiçbir şeyin yerini tutmaz.” (Yûnus, 10:36). Bu ayet, insanların çoğunlukla sınırlı algıları ve varsayımları üzerinden yargıda bulunduğunu hatırlatır. Yani iyi ve kötü kavramları, mutlak gerçeklerden çok, insan dünyasında işlevsel birer ölçüt olarak var olurlar.
O hâlde iyi ve kötü, insan dünyasında düzen sağlamak, ilişkileri yönlendirmek için gerekli kavramlardır ama varlığın özünde onlar yoktur. Her şey olması gerektiği gibi olur; sistem kendi dengesini bu kutuplar aracılığıyla deneyimler. Önemli olan, insanın bu oyunda nerede duracağını seçmesidir; çünkü hakikat boyutuna bakıldığında hiç kimse bütünüyle iyi değildir, hiç kimse bütünüyle kötü değildir; herkes kendi varoluşuyla değerli ve anlamlıdır.
Ve belki de en derin hakikat, gölge ile ışığın birbirini yok etmediğinde, yalnızca birbirini tamamladığında ortaya çıkar: İyi ve kötü, aynı bütünün iki yönü, hayatın kendisi ise tam ortasında duran bizlerdir.
Aylin Bayrakdarlar
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceAthena: Kıskançlık mı, Otorite mi?
Yazar Amine Demir Yazdı: Athena: Kıskançlık mı, Otorite mi?
9 saat önceArtvin’de Anlamlı Etkinlik: Kampüste Açık Hava Sineması ile Filistin Farkındalığı Oluşturuldu
Artvin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinasyonunda, Hopa Gençlik Merkezi ve Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Hopa Yerleşkesi Vefa Topluluğu iş birliğiyle anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi.
1 gün önce

