Şeytanla kol kola Yaşamak
Şeytanla kol kola Yaşamak
24/02/2024 12:08 | Son Güncelleme : 13/05/2024 13:18 | Okunma Sayısı : 338 | Haber Merkezi
Şeytanla kolkola yaşamak
Ölümlü olduğunu bilen tek canlı, yani insan için inanç o kadar önemli ki, her türlü kirli emel, para ve iktidar hırsı bu örtünün altına saklanabiliyor.
Tarih boyunca din uğruna ne cinayetler işlenmiş, bugün de işlenmekte.
Pogramlarla (planlanmış katliamlar) insanları yakanlar da din adına hareket ettiklerini öne sürüyorlardı,
İspanya mahzenlerinde masumları parçalayan enginizasyonhakimleri de.
Güzel ahlak aşılayan ve ‘’Öldürmeyeceksin! Çalmayacaksın!’’diyen dinler bahane edilerek ne katliamlar yapıldı.
Bugün İsrail Filistin savaşı da aynı katliamın devamı değil mi?
Sokaklarda canice hayvanları öldürenler de aynı katliamların bir ortağı.
Kadın cinayetleri?
Tarikatlarda çocuklara yapılan fiziki ve ruhi istismarlar?
İhaleye fesat karıştırmalar?
Ev kiralarına fahiş artış yüklemeler?
Marketlerde durmadan fiyat etiketleri değiştiemeler?
Bu yapılanlar hangi din adına yapılıyor?
%99’u Müslüman olan ülkemde bu olanlar ne adına yapılıyor ve bu hırsızlıkları ne saklıyor?
Çalmayacaksın!
Neden?
Demirden çalmayacaksın!
Çimentodan çalmayacaksın!
Emekten çalmayacaksın!
Mesaiden çalmayacaksın!
Estetikten çalmayacaksın.
Ölçüye dikkat edeceksin!
Hangi ölçüye?
Demirdeki ölçüye....
Çimentodaki ölçüye...
Emekteki ölçüye...
Estetikteki ölçüye...
"Yeni şehircilik anlayışı, Türk toplumunu en yaygın şekilde ahlâkî değerlerin dışına iten rüşveti, her türlü suistimalieri ücra köşelere kadar götürdü. İnsanların birine 2 kat yapı hakkı verirken diğerine 8, ötekine 10 kat yapı hakkı vermek, topraktan farklı şekilde yararlanmaya müsade etmek, şehirden toplanan vergi ile vücuda getirilen altyapıdan kimisine iki kat ölçeğinde, kimisine 30 kat ölçeğinde imkân vermenin hasedin doğmasına, sonra hasedin arkasından, benim de aynı şeyi yapmam neden olmasın, diye düşünerek şeytanla kolkola giren bir toplumun ortaya çıkmasına sebep olacağı aşikârdır."Her gün depremlerle sarsılan ülkemizde bu çarpık yapılaşmayı yapan, izin veren, onaylayan, çimento’dan, demirden çalan,"Şeytan’ın ta kendisidir" Belki "şeytanla kolkola yaşayan" insan için de bir kitap vardır; Şeytanın kitabı:
Demirden çalacaksın, çimentodan çalacaksın, emekten çalacaksın.
Ölçüye dikkat etmeyeceksin... demirdeki, çimentodaki, emekteki, estetikteki ölçüye dikkat etmeyeceksin... diye kulaklara fısıldayan bir kitap...
İnsana sadece kendi çıkarını düşünmeyi öğütleyen, Allah korkusunu, vicdani duyarlılığı, ahiret kaygısını unutturan, ben-merkezciliği çağdaş olmanın gereği sayan...
Demek ki, iki insan tipi söz konusu... Biri ilahi vahyin öğütleri ile eğitilen, diğeri Şeytan''ın fısıltılarına kulak veren...
Acaba yüzlerine karşı "Katiller"diye bağırdığımız insan tipi nereden geldi?
Ve o insanı kim üretti?
Zaman zamankolkola girdiğimiz o insan kim?
Ve zaman zaman kendi içimizde de, o insan modelinden dürtüler hissetmiyor muyuz?
Eğri oturup doğru konuşma zamanı...
Çalan insanı biz ürettik; bizim "terbiye-eğitim" düzenimiz... Yetim malına bile göz diken insanı biz ürettik...
Sonunda kendi çocuğunun bile dramını hazırlayan "sorumsuz insan" bizim eğitim düzenimizin eseri...
Okullar böyle eğitiyor, hayat böyle eğitiyor...
Bir yanda çalan müteahhit, diğer yanda canını dişine takıp enkaz altından bir canlı çıkarmaya çalışan insan...
İki insan tipi...
Yarınları bu iki insandan biri belirleyecek...
Önümüzdeki yerel seçimlerde vereceğiniz oylar;
Bozgunculara mı, ıslahçılara mı, yapanlara mı yıkanlara mı rantçılara mı tokgözlülere mi?
Bakara süresi 205. ayette
Hâkimiyeti ele aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır.
Allah bozgunculuğu sevmez.
Nisa suresi 58. Ayette;
Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.
Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor!
Bu öğüdü ne zaman alacağız? Ne zaman uygulayacağız?
Ne zaman insan olmanın gerekleri yerine getirip vicdani sorumlulukla hareket edeceğiz.
Ne zaman "şeytanın kolundan" çıkıp ahlaki değerlerle donanan insanlar olacağız.
Bu soruların cevabı geleceğimizi belirleyecek.
Eğitimci Yazar
Soner Atabek