UZAY SAVAŞLARI ve AY’IN İŞGALİ
Japonya’ya ait uzay aracı Cumartesi günü Ay yüzeyine indiğinde dünyanın Ay'a ilk "nokta atışı inişini" gerçekleştirdiği umuluyor. Ancak Japon uzay yetkilileri, nihai bir tespit yapmak için daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu söylüyor. İnişin ne kadar doğru olduğuna dair sonuç ne olursa olsun, Japonya'nın Ay'a ulaşma başarısı, kökleri ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş dönemi uzay yarışına dayanan modern Ay’da hakimiyet kurma çabalarına katıldı.
10/02/2024 19:30 | Son Güncelleme : 18/05/2024 04:17 | Okunma Sayısı : 71 | Haber Merkezi
Japonya Ay'a inerek daha önce sadece Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Hindistan ve Çin'in bulunduğu bir kulübe girmenin uluslar arası bilimsel ve diplomatik övgüler ve potansiyel iç siyasi kazanımlar anlamına geleceğini umuyor.
Başarısızlık ise çok pahalı ve kamusal bir utanç anlamına gelecektir.
İşte yakın geçmişteki ve gelecekteki yüksek profilli girişimlere ve bunların ne anlama gelebileceğine bir bakış;
ABD hükümeti astronotları Ay'a geri götürmeye çalışırken; NASA da özel şirketlerin Ay teslimatlarını ticarileştirmek için çalışıyor.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu programlarının ve doktrininin analizi Çin'in uzayda önde gelen küresel güç olma niyetini ortaya koymuştur ve Çin'in Ay keşif programının başındaki kişinin Ay'ı doğrudan Batı Pasifik'teki tartışmalı adalarla karşılaştırması çatışmacı bir niyetin habercisi olduğu görülüyor.
ABD ise, Çin ile uzay yarışlarının maliyetini NATO gibi bir grup üzerine dağıtarak sürdürmeyi düşünüyor. ABD'nin gözetleme gibi görevlerde NATO müttefikleriyle iş birliği yaptığı gibi, "alan farkındalığına sahip olmak için aynı tür şeyleri ay-altı uzayda da geliştirilmesi; ay-altı uzaydaki şeyleri tespit ve takip eden radarları, teleskopları ve diğer sensörleri birlikte geliştirebileceği düşünülmektedir.
Şimdilik ABD'nin büyük meblağlar harcama ve tedarik zincirlerini bir araya getirme becerisi, Çin ve Ay'daki diğer rakiplerine karşı avantaj sağlıyor. SpaceX ve Blue Origin gibi özel sektör oyuncuları mürettebatlı uzay görevlerini bir öncelik haline getirdiler.
Geçtiğimiz yıl Hindistan, bilim insanlarının sürekli karanlık kraterlerin gelecekteki görevlere yardımcı olabilecek donmuş su barındırabileceğine inandığı Ay'ın güney kutbuna yakın bir yere uzay aracı indiren ilk ülke oldu.
2019'da bir yazılım hatası, Hindistan'a ait bir iniş aracının Ay'a inişi sırasında kaza yapmasına neden olmuştu. Dolayısıyla Ağustos ayında elde edilen 75 milyon dolarlık başarı, sokaklarda tezahürat yapan ve Hindistan'ın bilimsel bir süper güç olarak yükselişini ilan eden insanlarla birlikte yaygın bir sevinç yarattı.
Hintli bilim adamları bir sonraki adımın insanlı bir Ay görevi olduğunu söylediler.
Bu başarı, bu yıl yapılacak kritik genel seçimler öncesinde Başbakan Narendra Modi'nin popülaritesini arttırmanın anahtarı olarak görülüyor.
Hindistan 1960'lardan bu yana bir uzay programı için bastırıyor ve önümüzdeki yıl ABD ile işbirliği içinde Uluslar arası Uzay İstasyonu'nu ziyaret etmeyi hedefliyor.
Yeni Delhi ayrıca nükleer silahlara sahip komşusu Çin ile rekabetinde uzaydaki zaferi önemli görüyor. Hindistan ve Çin arasındaki ilişkiler 2020'deki ölümcül sınır çatışmalarından bu yana dibe vurmuş durumda.
Çin 2013 yılında Ay'a ayak bastı ve geçen yıl yörüngedeki uzay istasyonu için üç kişilik bir mürettebat fırlattı. On yıl bitmeden Ay'a astronot göndermeyi umuyor.
2020'de bir Çin kapsülü 40 yılı aşkın bir süredir ilk taze Ay kayası örnekleriyle Ay'dan Dünya'ya döndü. Çin'in 2003'teki ilk insanlı uzay görevi, onu SSCB ve ABD'den sonra uzaya insan gönderen üçüncü ülke yaptı.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi Asya'da ve ötesinde diplomatik, siyasi ve askeri nüfuz için rekabet ederken Çin'in uzay hedefleri ABD ile olan rekabetiyle bağlantılıdır.
Çin, kısmen ABD'nin Çin uzay programının ordu ile yakın bağları konusundaki itirazları nedeniyle Uluslar arası Uzay İstasyonu'ndan dışlandıktan sonra kendi uzay istasyonunu inşa etti.
Çin ve ABD ayrıca Ay'da kalıcı mürettebatlı üs planlarını da değerlendiriyor. Bu da Ay yüzeyinde rekabet ve işbirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Rusya, geçen yıl Luna-25 aracı Ay'ın Hindistan'ın ulaştığı bölgesine inme girişiminde başarısız oldu. Sovyetlerin Ay'a inişinden 47 yıl sonra gelen bu başarısızlıktan Rus bilim adamları bu uzun arayı ve beraberinde gelen uzay uzmanlığı kaybını sorumlu tuttular.
Sovyetler uzaya ilk uyduyu 1957'de fırlattı ve ilk insanı 1961'de uzaya gönderdi, ancak Rusya'nın programı 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana yaygın yolsuzluk ve bilimsel gelişmeye zarar veren Batı yaptırımlarıyla mücadele etti.
Rusya 2027 yılında bir Ay görevi daha planlıyor.
Rusya'nın başarısızlıkları ve Elon Musk'ın SpaceX'i gibi özel şirketlerin artan rolü, Rusya'ya kazançlı küresel uzay fırlatma pazarında bir zamanlar sahip olduğu büyük nişine mal oldu.
Hindistan'ın başarısının büyük güç statüsüne yükselişinin kanıtı olarak görülmesi gibi, Rusya'nın başarısızlığı da bazıları tarafından küresel etkisi ve gücüne şüphe düşürdüğü şeklinde tasvir edildi.
Türkiye Uzay Ajansı Kurumu, uzay bilimleri araştırmaları yapmak için 2018’de kuruldu. Ayrıca, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde 'Uzay Komutanlığı' kurulacak. Türkiye uzay yarışlarından pay almak ve uzayda söz sahibi olmak için teknoloji ve kurumsallaşma işlemlerini hızlandırılacağı düşünülmektedir. Bugün, uzaya gönderilen astronot Alper Gezeravcı bu sürecin ilk adımlarıdır. Umuyorum en yakın gelecekte Ay’a ulaşan 6. Ülke oluruz. Görüldüğü üzere küresel bir güç olmanın ve dünya siyasetinde söz sahibi olmanın göstergesi bu tür teknolojilerin geliştirilmesi ve icraatları ortaya koymaktır.
Atatürk’ün 16 Şubat 1925 tarihinde Türk Tayyare Cemiyeti'nin açılış konuşmasında ifade ettiği“ İstikbal Göklerdedir’’ sözünün ne kadar önemli olduğunu bugün Türk milleti tarafından tekrar idrak etmiş olduk.
Haber
Sinan ÖZTAŞ