Kaosu Ve Ölümü Kim Çağırıyor?
Eğitimci Yazar Soner Atabek Yazdı: Kaosu Ve Ölümü Kim Çağırıyor?
18/07/2024 18:43 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:29 | Soner Atabek
Kaosu Ve Ölümü Kim Çağırıyor?
Bugün dünyamıza kaosu ve ölümü kim çağırıyor? Bu kaosun ve ölümün gelişini kim alkışlıyor? Savaşları kim başlatıyor?
O masum çocukları kim öldürüyor? Virüslerle, aşılarla insanları kim kobay yapıyor? Eğitimle insanları kim cahil bırakıyor?
Peki biz bu düzeni neden savunuyoruz? Neden alkışlıyoruz?
Düzen sürdükçe insanlar robotlaşıyor, canileşiyor, eğer bu düzen böyle devam ederse, insanlar alkışlamaya da devam ederse, sokaklarda birbirinin kanını içen insan görünümlü yaratıklar çoğalacak. Ve bu manzara gittikçe normalleşecek.
Yaşamayan kitle; işte düzenin bozuk olmasının günahı! Eğer düzen her şeyi istila etmişse, her şeyi kirletmiş, her şeyi bozmuşsa, her şeyi kokutmuş, her doğru şeyin üzerini örtmüşse, her şeyi kaostan da berbat hale getirmişse, kaosu bile arzu edilir hale getirmişse, düzenin buna ihtiyacı olduğu içindir. Ve bunu yaşamayan kitleyle başarır.
Düzen denen şeye hep birlikte hizmet ediyoruz. Bizi kaosa götüren düzenin adamlarına elpençe divan durdurtan bir kitleye sahibiz.
Bu kitle cahil insanlardan müteşekkil. Bilgili insanlar düzeni tedirgin eder. Bu yüzden başarısız olsalar da , bilgisiz olsalar da, düzen hep cahil olanları tercih edecektir. Yeter ki bu kitle elpençe durmayı, önünde eğilmeyi, ve yalakalık yapmayı iyi becersin. Düzenin asıl suçu buradadır.
Bu düzen hem günahkardır hem de canidir. Bu cani düzenin değirmenine su taşıdıkça sonumuzu kendi ellerimizle hazırladığımızı biliyoruz aslında.
Padişahım çok yaşa!
Padişahım çok yaşa!
Padişahım çok yaşa!
Bu düzen kendi ölçüsüzlüğünü yansıtıyor ve kendi tutarsızlığını aşamıyor, bu düzen aslında kendi ölümüne gebe, çünkü giderek daha kaotik bir hal alan ve kendi varlık nedeninden giderek daha uzaklaşan düzen bir taraftan da kendi mezarını kazıyor.
Gelecek felaketten sonra hayatta kalacak olanlar bu düzeni, güzelim cenneti cehenneme çevirenlerin düzeni diye adlandıracaklar; bizim yaşadığımız dünya, kabul olunamaz düzene göre kendini bir çıkmaza sürüklemiştir. Çünkü insan üretmek ve tüketmek için bu dünyada değildir, üretmek ve tüketmek yalnızca tali olabilir, var olmak ve var olduğunu hissetmektir önemli olan, gerisi bizi bok sinekleri düzeyine indirir. Bok sinekleri seviyesine inmek istemiyorsak, yalan üzerine kurulu ve insanları sömürüp öldüren bu sisteme alkış tutmayacağız.
Şimdiden bu kaosa, bu düzene alkış tutanlar o kadar kalabalıklaştı ki; insan gibi yaşanamayacak kadar azaldık. Toprağı tüketip çölleri büyütüyoruz, ırmaklarımız birer batak, okyanuslar can çekişiyor,ama iman, ahlak, düzen ve maddi çıkar bizi barbar topluluklar halinde yaşamaya mahküm etmek için el birliği ediyorlar. Yalan dolan sahtekârlık diz boyu. Sorsan herkes Müslüman. Sokak ortasında öğretmen öldürüyoruz, yeni doğmuş çocuğu canlı canlı çöpe atıyoruz, vergi kaçırıyoruz, adam kayırıyoruz, rüşvet alıyoruz, birini kazıklamak için pusuya yatıyoruz, Dakika başına 300 yalan söyleyen siyasileri alkışlıyoruz. Kimlikten bile din ibaresini kaldırıyoruz, ama her açılışta ya Allah bismillah demeyi hiç unutmuyoruz. Madenlerimiz talan edilirken seyrediyoruz, hatta saatlerce televizyon ekranlarından talanı savunan konuşmacıları izliyoruz. Milyonlarca kaçak ülkemize geliyor sokaklarımızı istila etmiş durumda, çocuklarımız sokaklarda oynayamaz hale geldi. Biz gece gündüz çalışıp vergilerimizden ne idüği bilinmeyen bu kaçkınları besliyoruz ve bunu yaparken bu düzene alkış tutuyoruz. Bundan beş on sene sonra sokağa bırakın çocukları yetişkinler bile çıkamayacak, şimdiden kadınlarımız kızlarımız tacize tecavüze uğramaya başladı bile. On sene sonrasını tahmin bile etmek istemiyorum.
Ev kirasını ödeyemeyip intihar edenler, çocuğuna elbise alamayanlar, kemer sıka sıka kemer alacak ne parası nede takacak bel kalmayanlar, her şey çok güzel olacak ninnileriyle elleri kızarıncaya kadar alkış tutanlar, bu düzenin yaşaması için can verenler.
Her gün canlar ölüyor, çocuklar ölüyor, bombalar yağıyor, vücutlar insanlıktan çıkıyor, robotlaşıyor canileşiyor ve bu düzene can simidi oluyor.
Bizi yolumuzdan şaşırtanlara itaati reddetmemiz gerekir, bizi uçuruma mahkum edenleri kurban etmesi gerekenler bizleriz, çünkü eğer biz kendimizi kurtaramazsak hiçbir şey bizi kurtaramaz.
Bir yol bulmamız lazım.
Düzenin çarklarında insaniyetimizi kaybetmeden yeni bir düzen için Kabe'ye varmaya çalışan karınca azminde çalışmamız lazım. Bu hem vicdanımıza hem gelecek nesillere olan borcumuzdur.
Eğitimci Yazar
Soner Atabek
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceMaya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir
Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.
8 saat önceArtvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!
Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."
9 saat önce

