Liyakatsizliğin Acı Faturası
Yazar Soner Atabek Yazdı: Liyakatsizliğin Acı Faturası
24/08/2025 20:29 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:35 | Soner Atabek
Liyakatsizliğin Acı Faturası: Kaybolan Yetenekler ve Bir Milletin Geleceği
OECD'nin "Yetişkin Becerileri Araştırması"nın sunduğu soğuk veriler, bir milletin hikayesinin nasıl acı bir tabloya dönüştüğünü gözler önüne seriyor. 80 milyonluk bir ülkede, en yetenekli olarak tanımlanan nüfusun sadece yüzde 0.5'lik bir kesiminin küresel akranlarının seviyesine ulaşabilmesi, ne kadar büyük bir potansiyeli hunharca harcadığımızın en net kanıtıdır. Bu rakamlar sadece istatistik değil; sahte diplomalarla kritik görevlerde kalanlar varken, o pırlanta gibi beyinlerin görmezden gelinmesinin, bir kenara atılmasının ve köreltilmesinin hikayesidir. Bu, sadece bireysel bir kayıp değil, toplumsal bir trajedidir. Bir yandan, ülkenin en zeki beyinlerinin önü tıkanırken, diğer yandan işi bilmeyen, yetersiz kişilerin kritik pozisyonlarda olması, tüm sistemin verimsizleşmesine ve çürümesine yol açıyor.
"Bir milletin yükselişi, sahte diplomalarla değil, liyakatin yüceltilmesiyle başlar."
Sokrat'ın, "Bir toplumun ilerleyebilmesi için, en yetenekli insanların en yüksek yerlere gelmesi gerekir," sözü, bugün yaşadığımız sorunların temelini çok iyi açıklıyor. Ne yazık ki, biz bu değerli insanları harcıyoruz. İbn Haldun'un "Liyakatten yoksun yöneticiler, bir ülkenin çöküşüne giden en kısa yoldur," sözü, durumumuzun bir özeti gibi. Liyakatsizlik, devlet kurumlarından özel sektöre kadar her alana sızmış durumda. İşi bilmeyen bir yönetici, kendisinden daha bilgili birini tehdit olarak gördüğünde, onu desteklemek yerine ya makamını vermiyor ya da bezdirerek yok etmeye çalışıyor. Bu durum, sahte diplomalarla görev yapanların prim yaptığı bir ortamda, o yüzde 0.5'lik değerli kesimin önünü daha da tıkıyor.
Peki, bu karanlık tabloya rağmen ne yapmalıyız? Nelson Mandela'nın sözleri bize bir yol gösteriyor: "Bir milletin geleceği, o milletin çocuklarına vereceği eğitimle şekillenir." Bu, sadece bir eğitim reformundan bahsetmiyor. Bu, liyakatin ve bilginin yeniden yüceltildiği, hırsın ve cehaletin dışlandığı bir toplum inşa etme çağrısıdır. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de de şöyle buyurulur: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer Suresi, 9. Ayet). Bilginin ve liyakatin yüceliğini en güzel şekilde ifade eden bu ayet, bize bir yol gösterir. Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözü, bu düşünceyi daha da pekiştirir: "Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun kalabalık olmasıyla değil, akıl ve namuslularının çokluğuyla anlaşılır."
Biz, bu yüzde 0.5'lik kesimi bir çekirdek gibi görmeli ve onları yeşertmenin yollarını aramalıyız. Onların önündeki engelleri kaldırmalı, desteklemeli ve en önemlisi onlara güvenmeliyiz. Çünkü ancak o zaman, bu çekirdek büyüyüp koca bir ağaca, hatta bir ormana dönüşebilir ve Türkiye'yi hak ettiği yere, zenginliğe ve refaha taşıyabilir.
"Bir milletin kalbi, liyakatsizliğin hançerleriyle kanarken, geleceği ise sadece o yüzde 0.5'lik pırlanta gibi yetenekli beyinlere güvenmekle kurtulabilir."
Sizce bu durumu değiştirmek için bireysel olarak neler yapabiliriz? Bu becerikli insanların ortaya çıkmasına ve onlara değer verilmesine nasıl katkıda bulunabiliriz? Hangi adımları atarsak, bu hikayeyi yeniden yazmaya başlayabiliriz?
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceMaya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir
Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.
8 saat önceArtvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!
Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."
9 saat önce

