80 Kilo Daha Hafif
Bike S. Demirkız'ın Kaleminden: (Öykü) 80 Kilo Daha Hafif
10/09/2025 06:50 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:31 | Bike S. Demirkız
80 Kilo Daha Hafif
Yazan: Bike S. Demirkız
Ayşe, beş senedir evliydi. Bu beş sene boyunca kocası Mehmet’in laflarını hep sineye çekmişti. Mehmet, her fırsatta onun kilosunu ima eder, sofrada ikinci tabağını alacak olsa hemen lafı yapıştırırdı:
— Ayşe, maşallah doymadın mı, bir tabak daha mı yiyeceksin? Sen de hiç dikkat etmiyorsun kendine…
Ayşe başını öne eğer, yemeğini sessizce yemeye devam ederdi. İçten içe kırılır ama ses etmezdi. Belki gerçekten biraz kilo almıştı evlendikten sonra. Belki de Mehmet haklıydı.
Ama işin aslı, asıl kırıcı olan onun bakışlarıydı. Artık eskisi gibi sevmiyor, değer vermiyordu sanki.
Ta ki geçen cuma akşamına kadar.
Mehmet, “iş yemeği” bahanesiyle evden çıktı. Takım elbisesini giydi, saçlarını özenle taradı, üzerine normalde sıkmadığı kadar parfüm sıktı. Ayşe’nin içine bir kurt düştü. Her zaman iş yemeği olurdu ama bu kez farklıydı sanki. İçinden bir ses, “Peşine düş,” diyordu.
Bir taksi çevirip peşine takıldı. Çok geçmeden, Mehmet’in Çengelköy’deki meşhur bir kebapçıya girdiğini gördü. Halbuki hep “Kebapçı mı yok, çok yağlı hem de pahalı” derdi. Ayşe cesaretini toplayıp kapıdan içeri girdiğinde gözlerine inanamadı.
Mehmet, karşısında oturan, dolgun yapılı, gösterişli bir kadınla kahkahalar eşliğinde yemek yiyordu. Kadın, lahmacunu iki lokmada bitirmiş, üzerine bir de karışık kebap söylemişti. Mehmet ise, yıllardır Ayşe’ye “az ye” diyen Mehmet, elinde rakı kadehi, gözleri parlayarak o kadını izliyordu.
Ayşe’nin içine kor ateşi düştü sanki. Sadece aldatıldığı için değil… Yıllarca kilosu yüzünden kırıp geçen adamın, kendisinden daha kilolu bir kadınla göz göze oturması içindeki adalet duygusunu yerle bir etmişti. Arkasını dönüp çıktı oradan eve döndü.
Ertesi gün, Mehmet işten eve geldiğinde yine başladı:
— Ayşe, biraz spor yapsan iyi olacak. Son günlerde şişmiş gibisin.
Ayşe bu kez gülümsedi. Ama gülümsemesi buz gibiydi.
— Mehmet, dün akşam seni kebapçıda gördüm.
Mehmet’in yüzü bir anda kireç gibi oldu.
— Şey… açıklayabilirim…
— Gerek yok, dedi Ayşe. Bir el hareketiyle onu durdurarak. Ben çok iyi anladım. Sorun benim kilom değilmiş. Sorun benmişim. Çünkü sen yıllardır bana laf ediyordun, ama benden daha iri bir kadınla masaya oturuyorsun. Bu ne demek biliyor musun Mehmet?
Adam sus pus oldu. Ayşe devam etti:
— Bu, senin beni hiç sevmediğini, bir yalancı ve ikiyüzlü olduğunu gösterir.
Mehmet kekelemeye başladı:
— Ama o farklı…
Ayşe gözlerinin içine baktı.
— Farklı değil. Tek fark, benim artık senin saçma bahanelerine karnımın tok olması.
Sonra derin bir nefes aldı ve gür bir sesle söyledi:
— Haklısın, hayatımda değişiklik yapmam lazım. Büyük bir değişiklik… Yaklaşık seksen kiloluk bir yükten kurtulacağım.
Mehmet’in gözleri parladı:
— Diyete mi başlıyorsun?
Ayşe kahkahayı bastı.
— Hayır Mehmet. O yük sensin. Ben senden boşanıyorum.
Mehmet’in yüzündeki şaşkınlık görülmeye değerdi. Ayşe o gece, Mehmet’in sinirle kanepede kıvrılıp uyumasına aldırış bile etmeden, telefonu eline aldı, en sevdiği pizzacıya sipariş verdi. Büyük boy, bol peynirli, bol sucuklu, tam istediği gibi… Yıllardır ilk kez, kimsenin laf etmediği bir sofraya oturdu ve hepsini afiyetle yedi.
Çünkü Ayşe anlamıştı: Sorun kilosu değildi. Sorun, yıllardır yanında duran sevdiğini sandığı ama aslında yavaş yavaş ruhunu tüketen adamdaydı.
Aradan iki hafta geçti. Mehmet mesaj üstüne mesaj atıyor, “hata ettim, değişirim, bir şans ver” diyordu. Ayşe ise her defasında tek cümleyle karşılık veriyordu:
— Asıl hata bendeydi, senin için kendimi değiştirmem gerektiğini düşündüm yıllarca. Ama artık bitti.
En tuhaf olanı da boşanma kararı aldıktan sonra Ayşe’nin yüzü gülmeye, üzerindeki yük hafiflemeye başlamıştı. Hatta hiç diyet yapmadan kilo vermiş, neredeyse yeniden evlenmeden önceki formuna kavuşmuştu.
Boşandıktan bir süre sonra markette karşılaştılar. Ayşe saçlarını kestirmiş, renklendirmiş, yüzüne yepyeni bir enerji gelmişti. Mehmet ise saçı başı dağılmış sanki olduğundan daha yaşlıydı.
— Ayşe… çok değişmişsin.
Kadın gülerek cevap verdi:
— Evet. Bu değişime mutluluk diyorlar. Bir gün sen de denemelisin.
Ayşe oradan çıkarken tek bir şey geçirdi içinden:
Bazen insanın kurtulması gereken en ağır yük, en yakınındadır.
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceMaya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir
Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.
8 saat önceArtvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!
Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."
9 saat önce

