Arama

                                                

Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak

BİKE S. DEMİRKIZ'IN KÖŞESİ: Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak

28/08/2025 18:52 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:33 | Bike S. Demirkız


Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak
ad image
ad image

Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak

A person sitting in a library

AI-generated content may be incorrect.

İnsanlık tarihi boyunca hepimiz derinlerde bir şeyin farkındaydık: Hiçbir düşünce, söz veya duygu, hatta en küçük eylem bile kaybolmuyor, bir yerlerde saklanıyor, korunuyor ve zamanı geldiğinde yeniden okunuyordu. Eski gelenekler buna “Tanrı’nın Kitabı”, “Yaşam Kitabı” ya da “Kozmik Hafıza” dedi. Bugün biz buna Akaşik Kayıtlar diyoruz.

20.Yüzyılın en gizemli figürlerinden biri, kuşkusuz Edgar Cayce’ydi. “Uyuyan Peygamber” olarak anılan Cayce, transa geçtiğinde binlerce insanın yaşamına dair Akaşik Kayıtlara ulaştığını iddia ediyordu. Üstelik söyledikleri yalnızca ruhsal kehanetlerden ibaret değildi; tıbbi teşhislerden geçmiş yaşam kayıtlarına, Atlantis’in kayıp medeniyetinden bireylerin ruhsal yolculuklarına kadar geniş bir alanı kapsıyordu.

En ilginç örneklerden biri, New York’ta yaşayan genç bir kız için yaptığı okumalardandır: Doktorların çare bulamadığı rahatsızlıklarını açıklarken Cayce, kızın bedeninde fiziksel bir hasar olmadığını, sorunun ruhsal bir travmadan ve önceki bir yaşamdan kaynaklandığını söyledi. “Böbreklerinde hissettiğin sancı, bu yaşamın değil, başka bir çağın izidir,” diyordu. Şaşırtıcı olan, Cayce’nin verdiği alternatif tedavi önerilerinin uygulanmasından sonra genç kızın iyileşmesiydi.

Başka bir örnekte ise bir iş adamına, neden sürekli aynı hataları yaptığını açıklarken Akaşik Kayıtlar’a başvurmuştu. Cayce’ye göre adam, Roma döneminde güçlü bir yönetici olmuştu ve o hayatta kibirle, zalimlikle çevresindekileri ezmişti. Şimdiki yaşamında da iş hayatında tekrar eden krizler, o geçmiş hayatın yansımasıydı. Cayce ona yalnızca iş planı değil, ruhsal bir dönüşüm reçetesi de verdi: affetmeyi öğrenmek. Adam, tavsiyeleri uyguladıktan sonra hem işinde hem özel yaşamında büyük bir değişim yaşadı.

Cayce’nin okuma kayıtları, bugün hâlâ Association for Research and Enlightenment (ARE) arşivlerinde binlerce dosya halinde saklanmaktadır. Hepsi detaylı tarih, saat ve içerikle kaydedilmiş. Bu durum, onun çalışmalarını yalnızca söylenti olmaktan çıkarıp tarihe kazınmış belgeler haline getirmektedir.

Asıl önemli olan şudur: Edgar Cayce, yalnızca bir “medyum” değildi. Onun trans anlarında ulaştığını söylediği Akaşik Kayıtlar, modern anlamda bir kozmik veri tabanı olarak düşünülebilir. İnsanlığın tüm deneyimlerinin, düşüncelerinin, seçimlerinin kaydedildiği bir alan. Cayce’nin örnekleri, bu alanın sadece bir inanç değil, doğrudan hayatımıza dokunan bir gerçeklik olabileceğini gösteriyor.

Edgar Cayce’nin vizyonları, tek başına Akaşik kayıtların gerçekliğine dair güçlü bir kapı araladı. Ancak bu kapıdan içeri girip “sistematik bir yol” oluşturan kişi hiç şüphesiz Dolores Cannon oldu. 1960’lı yıllarda klasik hipnozla başlayan yolculuğu, zamanla QHHT – Quantum Healing Hypnosis Technique adını verdiği derin regresyon yöntemiyle insanlığın bilinçdışına açılan evrensel bir laboratuvara dönüştü.

Cannon’ın seanslarına giren insanlar, sadece kendi geçmiş yaşamlarını değil, aynı zamanda “insanlık tarihinin kolektif hafızasında” saklı olan bilgilere de eriştiklerini aktarıyordu. Bu anlatılar, tekil hayallerin ötesinde, birbirinden bağımsız yüzlerce danışanda aynı temaların tekrar tekrar görülmesiyle dikkat çekti: Atlantis’in çöküşü, Lemurya uygarlığı, yıldızlardan gelen varlıklarla bağlantılar ve insanlığın ruhsal evrimi.

Örneğin, Cannon’ın “The Convoluted Universe” serisinde yer verdiği bir vakada, bir danışan derin hipnoz halinde şunu anlatıyordu:

“Biz yıldızlardan geldik. Dünya’ya indiğimizde hatırlamamız yasaklandı. Ama kayıtlar orada; onların adı Akaşik Kayıtlar. Her ruh, her seçim, her hata ve her mucize, orada saklı.”

Cannon bu ifadeyi tekil bir halüsinasyon olarak görmedi. Çünkü benzer ifadeler onlarca farklı seansta yinelenmişti. Hipnoz altındaki danışanlar, birbirlerini hiç tanımamalarına rağmen aynı sembollerden, aynı evrensel düzen yasalarından söz ediyordu.

En çarpıcı yönlerden biri de bu seanslarda edinilen bilgilerin sadece teorik değil, şifa verici bir etkisinin olmasıydı. Bir danışan kronik bir ağrı şikâyetiyle gelir, seans sırasında geçmiş yaşamında aldığı bir yara hatırlanır, ardından kişi bugünkü bedeninde iyileşmeye başlardı. Bu durum, Akaşik Kayıtların sadece soyut bir bilgi arşivi değil, aynı zamanda beden-zihin-ruh üçlüsünü yeniden dengeleyen canlı bir enerji alanı olduğuna işaret ediyordu.

Dolores Cannon’ın çalışmaları bize şunu hatırlatıyor: Eğer bu evrensel kayıtlar gerçekse, bizler sadece “okuyucuları” değil, aynı zamanda kendi yaşam senaryomuzun yazarlarıyız. Çünkü kayıtlar değiştirilebilir, yeniden yazılabilir ve dönüştürülebilir. İşte tam da bu yüzden Akaşik Kayıtlara erişim, bir kehanetten öte, özgürleşmenin kapısı olarak görülmelidir.

Rudolf Steiner, Batı ezoterizminin en özgün figürlerinden biriydi. Onun için Akaşik Kayıtlar, sadece geçmiş yaşamların değil, tüm insanlık tarihinin, hatta evrenin evrimsel aşamalarının okunabileceği bir “kozmik hafıza”ydı. Cayce ve Cannon bireysel ruhların yolculuğuna odaklanırken, Steiner evrensel bir bakış açısı sundu.

Steiner’a göre, dünya sadece fiziksel bir varlık değildi; gezegenimizin arkasında sürekli değişen, canlı bir “ruhsal kronik” vardı. İnsan bu kroniğe bağlandığında, yalnızca kendi yaşam zincirini değil, insanlığın en eski çağlarını da görebilirdi. Nitekim Steiner, “Atlantis” ve “Lemurya” uygarlıklarının bilgilerini Akaşik Kayıtlar üzerinden aktardığını iddia etti. Onun aktardığına göre, Atlantis bir mit değil, gerçekten var olmuş bir uygarlıktı ve bu bilgiyi ruhsal okumalarla edinmişti.

Steiner, Akaşik Kayıtların herkes tarafından ulaşılabilecek bir alan olduğunu kabul etse de bunun rastgele bir merak işi olmadığını vurguladı. Ona göre bu kapıyı açmak için ciddi bir içsel disiplin, meditasyon, ahlaki safiyet ve zihinsel berraklık gerekiyordu. Basit bir deyişle, bu kayıtlara ulaşmak isteyen kişi önce kendi gölgesini aşmalı, ruhsal bedenini eğitmeli ve evrenin titreşimiyle uyumlanmalıydı.

Steiner’ın öğrencileri, onun aktardığı tarihsel bilgileri bugün bile ezoterik çevrelerde referans kabul ediyor. Özellikle “Akaşik Kayıtlardan Okumalar” (Aus der Akasha-Chronik, 1904) adlı eseri, Batı’da bu konudaki en temel kaynaklardan biridir. Bu kitapta Steiner, insanlığın spiritüel evrimini katman katman aktarır ve bunun sıradan bir tarih yazımı olmadığını, evrenin “hafıza kitabı”na doğrudan erişimin ürünü olduğunu savunur.

Onun yaklaşımı, Cayce’nin şifa temelli okumalarıyla ve Cannon’un regresyon çalışmalarıyla kıyaslandığında daha kolektiftir. Steiner, bireyden çok insanlığın tamamının kaderine ışık tutmaya çalışmıştı. Belki de bu yüzden onun çizdiği evrimsel tablo, bugün bile hem mistiklerin hem de araştırmacıların ilgisini çekmektedir.

Peki biz sıradan insanlar bu kayıtlara nasıl ulaşabiliriz?

Cayce bunu uyku hâlinde yaptı. Cannon danışanlarının bilinçaltına indi. Mistisizmde ise bunun yolu meditasyon, derin trans, dua ve rüya yolculuklarıdır. Birçok insan, meditasyonda aniden başka bir yaşamın sahnesine düştüğünü, rüyasında hiç bilmediği diller konuştuğunu ya da henüz gerçekleşmemiş bir olayı görüp daha sonra yaşadığını anlatır.

Bu deneyimler birer tesadüf değil; hepsi Akaşik Kayıtlara kısa süreli erişimin işaretleridir.

Cayce, derin trans halindeyken “geleceğin makinelerini” tarif etmişti. 1920’lerde, cep telefonu benzeri “elden ele ses taşıyan küçük kutulardan” bahsetti. Ayrıca lazer cerrahisinin bir gün yaygın olacağını, hatta tıp alanında titreşim temelli tedavilerin kullanılacağını söyledi. Bu kayıtların hiçbir kitaptan alınamayacağı bir dönemde bu bilgileri vermesi, onun gerçekten Akaşik Kayıtlara bağlandığına dair en çarpıcı kanıtlardan.

Dolores Cannon’un hipnozla geriye götürdüğü danışanlardan biri, hayatını “Marslı bir asker” olarak anlattı. Üstelik bu kişi, askeri yapıların düzenini, şehirlerin kubbelerle korunduğunu, atmosferin zehirlenmeye başladığını detaylarıyla aktardı. Daha sonra NASA’nın açıkladığı yüzey bulgularıyla bu anlatımların benzerliği, Akaşik kayıtların zaman-uzay ötesi bilgi barındırdığını düşündürdü.

Bir danışan, hipnoz altında kendini Orta Çağ’da cadı olarak hatırladı. En ilginç kısım, o kişinin hiç duymadığı, küçük bir Avrupa köyünde geçen cadı mahkemesiyle ilgili detayları anlatmasıydı. Araştırıldığında o dönemde gerçekten böyle bir dava kaydına ulaşıldı. Akaşik Kayıtlar burada tarihsel doğrulama sundu.

 

Steiner, Akaşik Kayıtlara girerek Atlantis’in yükseliş ve çöküş dönemlerini betimledi. Ona göre Atlantis halkı, doğrudan doğa güçleriyle iletişim kurabilen bir bilince sahipti. “Kristal gücü” dediği enerjiyle şehirlerini aydınlatıyorlardı. Modern kristal teknolojisi ve kuantum araştırmalarının Steiner’in yüz yıl önceki sözleriyle örtüşmesi, “bunlar bir hayal değil” dedirtmektedir.

Cayce, ruhların bedenden çıktıktan sonra “kitap sayfaları gibi açılan bir salonda” yürüdüklerini, her ruhun kendi geçmişini izlediğini anlatır. Bu sahne, Tibet Ölüler Kitabı’ndaki “bardo” tanımıyla şaşırtıcı biçimde benzer. Farklı kültürlerin aynı vizyonu aktarması, Akaşik Kayıtların evrenselliğine işaret etmektedir.

21. yüzyılda Carol Bowman’ın çalışmaları ise, çocukların aniden Akaşik bilgiye dokunabildiğini gösterdi. 4 yaşındaki bir çocuk, hiçbir şekilde öğrenemeyeceği bir savaş uçak modeli hakkında teknik detay verdi ve İkinci Dünya Savaşı’nda ölen bir pilotun anılarını aktardı. Bu tür örnekler, Akaşik Kayıtların çocukların saf bilinç haliyle daha kolay erişilebilir olduğunu düşündürüyor.

Bu kanıtlar bize şunu hatırlatıyor: Hepimiz aslında bu kütüphaneye bağlıyız. Bizim hafızamız sandığımız şey yalnızca küçük bir parça. Gerçek hafıza, zamanın ötesinde duruyor.

Akaşik Kayıtlar yalnızca spiritüel bir romantizm değildir; onlar varoluşun temel taşlarından biridir. Evren bir hologram gibi çalışır: Her şey her şeyin içinde saklıdır. Bizim görevimiz, bu saklı hafızaya erişmeyi öğrenmek ve oradaki bilgiyi insanlığın evriminde kullanmaktır.

Bugün bilim kuantum dolaşıklık, kolektif bilinç ve holografik evren teorileri üzerinden benzer kapılara yöneliyor. Yani mistiklerin binlerce yıldır söylediği şeyler, modern bilimin kenarında köşesinde belirmeye başladı bile.

Eğer bir gün Akaşik Kayıtlara tamamen erişmeyi başarırsak, yalnızca geçmişimizi değil, geleceğimizi de yeniden inşa edebiliriz. Çünkü orada insanlığın tüm sırları yatıyor. Gerçek kim olduğumuzu, neden burada olduğumuzu, hangi döngüleri tamamlamamız gerektiğini bize gösterecek olan şey tam da budur.

Ve belki de en çarpıcı olan şu: Biz bu kayıtlara baktığımızda aslında kendimize bakıyoruz. Çünkü evrenin hafızasıyla bireysel hafızamız aynı kumaştan dokunmuş durumda.

 

Kaynakça / Notlar

·               Edgar Cayce, The Sleeping Prophet, Jess Stearn, 1967.

·               Dolores Cannon, Between Death and Life, 1993.

·               Rudolf Steiner, The Akashic Records: The Universal Memory of Mankind, 1904.

·               Annie Besant & C.W. Leadbeater, Man: Whence, How and Whither, 1913.

·               Ervin Laszlo, Science and the Akashic Field, 2004.

 

 

 

Etiketler : BİKE S. DEMİRKIZ Akaşik Kayıtlar
Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

ad image
ad image

Bunlar da ilginizi çekebilir

"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!

"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!

Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.

3 saat önce
Maya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir

Maya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir

Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.

8 saat önce
Artvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!

Artvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!

Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."

9 saat önce
Yorumlar

Other Posts
05.11.2025 - Kudüs: Kutsal Şehir mi, Yoksa Dünyanın Enerji Kalbi mi? 28.10.2025 - Kutsal Kâse: Tanrısal Bilincin Kapısı 25.10.2025 - Yüksek Farkındalık Çağında Serbest Enerji: İnsanlığın Bir Sonraki Sıçraması 20.10.2025 - Bir An Daha: Ölüleri Yaşatmanın Fotoğrafik Bilimi- Simile-Viventem 16.10.2025 - İlk Dondurulan Adam Yeniden Uyanırsa: Sadece Beden mi, Yoksa Ruh da mı Geri Dönecek? 13.10.2025 - Lyraan’ın Güncesi: Atlas’ın Kalbinden 13.10.2025 - 3I/ATLAS: GERÇEKTEN BİR KUYRUKLU YILDIZ MI, YOKSA KOZMİK BİR MESAJ MI? 07.10.2025 - Atlantisli Yıldız Tohumları Kozmik Rahimden Yankılanan Hatıralar 06.10.2025 - Yıldız Tohumları Gerçek mi? 05.10.2025 - 3 – 6 – 9: Kozmosun Gizli Anahtarı 03.10.2025 - Titreşimin Mimarisi: Om’un Ötesine Uzanan Yol 01.10.2025 - Kendime Öğütler 23.09.2025 - Geçmişi Değiştiren Deney: Kuantumun Tuhaf Zaman Oyunu 22.09.2025 - 500T’de bir Sürahi Nine 19.09.2025 - Astroloji Bilir 16.09.2025 - Cadının Aynasında: Işığın ve Gölgenin Hikâyesi 12.09.2025 - Kaç Adamla Oldun…? 11.09.2025 - Kız kısmı okuyup da ne yapacak? 10.09.2025 - 80 Kilo Daha Hafif 07.09.2025 - Rosalinda – Ahtapot’un gölgesinde Aşk 07.09.2025 - Walter Russell ve Kuantum Çağının Yankısı: Unutulmuş Geleceğin Hatırlanışı 05.09.2025 - Karanlıkta Bir Işık: Fatma ve Çocuk 04.09.2025 - Son Baharda Aşk 03.09.2025 - Eylül’ün Eşiğinde: Işığın ve Gölgelerin Dansı 02.09.2025 - Hatırlamanın Zamanı: Dünya’nın Unutulmuş Hikâyesi 02.09.2025 - Beyaz Cadılar: Işığın Kadim Muhafızları 01.09.2025 - Ayten’in Işıkla Sınavı 30.08.2025 - Evde Misafir Var: Tahliye Planı ve Acil Çıkış Haritası 29.08.2025 - Cenazeye Gitmedim 29.08.2025 - PEGASUS PROJESİ: ZAMANIN PERDELERİNİ ARALAYAN GİZLİ DENEYLER 28.08.2025 - Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak 24.08.2025 - Kozmik Gizem: ASKAP J1832-0911 23.08.2025 - 3I/Atlas: Uzaydan Gelen Bir Ziyaretçi mi, Yoksa Kozmik Bir Sondaj Aracı mı? 22.08.2025 - PENCERENİN ARDINDA 17.08.2025 - Fedakârlık Nereye Kadar? 10.08.2025 - Çocuklarıma Hayat Dersleri 09.08.2025 - DUYMAYAN KİM? 03.08.2025 - Kadın Dilinden Anlama Sözlüğü – Damat adayına tavsiyeler 02.08.2025 - Erkek Manifestosu (Bir Anadolu Eri’nin Haykırışı) 29.07.2025 - Dino Mahallede 26.07.2025 - Hijyen Sanatı 23.07.2025 - Bir Şey Yapacaktım ama Ne? 20.07.2025 - Bir Kahve Alır mıydınız? 19.07.2025 - Mırnav’ın Açlık Savaşı 18.07.2025 - Gülbahar Teyze ve Üç Cingöz 17.07.2025 - Cinayet Kulübü 15.07.2025 - Ayın Karanlık Yüzü 14.07.2025 - Porselen Bebek 10.07.2025 - Karga Kardeşliği: Kanat Kanata İntikam 09.07.2025 - Kâmil ve Mahalle Savaşları 29.06.2025 - Son Fırça Darbesi 28.06.2025 - Bir Tutam Sır 26.06.2025 - Selahattin ve Sihirli Hoparlör 23.06.2025 - Karabıyık: Sucuğu kim yedi? 20.06.2025 - VIZBEY’İN BODRUM GÜNLÜKLERİ 19.06.2025 - BEYAZ ATLIYI BEKLERKEN 18.06.2025 - DELİ KİM? 16.06.2025 - Kozmik Dolmuş Günlükleri 3 Stardate-2 Yaş Krizi Galaksisi 14.06.2025 - Orda Bir Köy Var Uzakta 13.06.2025 - ARŞİV 11.06.2025 - Kozmik Dolmuş Günlükleri 2_Kaynanaların Gözü Üzerimde 10.06.2025 - Hayat Ağacı (Tree of Life) 09.06.2025 - Kim Bu Bebek! 07.06.2025 - Kali Yuga’dan Satya Yuga’ya Geçiş: Kozmik Döngüde İnsanlığın Uyanışı: Ezoterik, Kabalistik, Felsefik ve Tasavvufi Perspektiflerden Derinlemesine Bir İnceleme 05.06.2025 - KUTSAL KAN: TOMRİS 05.06.2025 - ERTESİ GÜN 05.06.2025 - UYUYOR GİBİ... 03.06.2025 - GÜNEŞTEN GELEN 02.06.2025 - Yalanın Kızı 30.05.2025 - YENİ BİR ÇAĞIN EŞİĞİNDE 25.05.2025 - 144.000: IŞIĞIN SON SAVAŞI 19.05.2025 - Karanlık Çağ - Deniz Kavimleri (MÖ 1200–800) 15.05.2025 - Gölge Mekân – Seçilmişlerin Kulübü 08.05.2025 - BAY KURT 02.05.2025 - YİTİK EŞİK 30.04.2025 - ADIMI KANLA YAZDIM 30.04.2025 - Kurt Mitolojisi: Kültürler Arası Bir Sembolün İzinde 25.04.2025 - SON DURAK 21.04.2025 - YUVAYA DÖNÜŞ 18.04.2025 - SAKLAMBAÇ 18.04.2025 - Süper Ruh: Evrensel Bilincin Uyanışı 17.04.2025 - LANETLİ YÜZÜK 15.04.2025 - KÖK 14.04.2025 - AYSU VE GÖLGELER KAPISI 11.04.2025 - SİSLERİN İÇİNDEN GELEN 09.04.2025 - ZAMANIN YANKISI 07.04.2025 - Beneath the Endless Waves 07.04.2025 - Arzın Merkezine Bir Bakış: Oyuk Dünya Teorisi 04.04.2025 - İLAHİ DÖNÜŞÜM 31.03.2025 - SAAT 3:12 31.03.2025 - YERALTININ GİZEMLİ DİYARLARI: KADİM MİTOLOJİLERDEN EZOTERİK SIRLARA 25.03.2025 - Sonsuz Dalgaların Altında (Denizkızlarının öyküsü) 25.03.2025 - Ejderhalar: Mitolojiden Gerçekliğe, Kültürler Arasında Bir Yansıma 20.03.2025 - Yıldızların Çocukları – Esmeralda’nın Hikâyesi 20.03.2025 - İSİS:KADİM TANRIÇANIN KÖKENİ VE DÜNYAYA YAYILIMI 15.03.2025 - Kediler, Sfenksler ve Kadim Medeniyetler: Bilim ve Ezoterizmin Kesişimi 10.03.2025 - Kaybolan Halkın Işığı 10.03.2025 - Megalitik Yapılar, Kristal Teknolojisi ve Kozmik Enerji: Atlantis’ten Göbeklitepe’ye Ulaşan İzler 07.03.2025 - Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler 04.03.2025 - Kadim Uçan Araçlar ve Gizli Teknolojiler: Vimanalar, Anunnaki ve NASA’nın Derin Uzay Sırları 02.03.2025 - AHİT SANDIĞI: KAYIP MİSTİK TEKNOLOJİ VE SAKLANAN SIRLAR 27.02.2025 - İNSANIN YARATILIŞI: MİTOLOJİ, BİLİM VE DNA’NIN SIRLARI 24.02.2025 - LİLİTH: UNUTULMUŞ TANRIÇADAN ŞEYTANİ DİŞİLE 20.02.2025 - YILAN İNSANLARIN SIRRI: DNA, İNSANIN YARATILIŞI VE EZOTERİK BİLGELİĞİN VE GİZLİ TARİHİN ŞİFRELERİ 17.02.2025 - Nefilimler: Yeryüzüne İnen Tanrılar mı, Uzaylı Hibrit Irk mı? 17.02.2025 - Peygamber Enok: Tanrı’nın Katına Yükselen Peygamber mi, Uzaylılarla Buluşan Bilge mi? 14.02.2025 - HZ. İBRAHİM: TARİH, MİTOLOJİ VE EZOTERİK GELENEKLERİN KESİŞİM NOKTASI 12.02.2025 - Tufan Efsaneleri: Nuh’un Gemisi ve Kadim Hafızanın İzleri 10.02.2025 - Bike’nin Kadim Sırlar Defteri 09.02.2025 - Ruhun Sonsuz Yolculuğu
ad image
ad image