Peygamber Enok: Tanrı’nın Katına Yükselen Peygamber mi, Uzaylılarla Buluşan Bilge mi?
Bike S. Demirkız!ın Köşe Yazısı: Peygamber Enok: Tanrı’nın Katına Yükselen Peygamber mi, Uzaylılarla Buluşan Bilge mi?
17/02/2025 08:55 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:34 | Bike S. Demirkız
Peygamber Enok:
Tanrı’nın Katına Yükselen Peygamber mi, Uzaylılarla Buluşan Bilge mi?
İnsanlık tarihinin en gizemli figürlerinden biri olan Enok, veya diğer adları ile Mısır Tanrısı Toth, Yunan Tanrısı Hermes ve İslam’da ki Hz.İdris, kutsal metinlerde peygamber, ezoterik gelenekte bilge, mitolojik anlatılarda ise ilahi varlıklarla iletişime geçmiş bir tür yarı-tanrısal varlık olarak tasvir edilir. Ancak onun hikâyesi, yalnızca dini bir anlatı olarak mı değerlendirilmelidir? Yoksa Sümer, Mısır ve diğer kadim medeniyetlerin efsaneleriyle paralellik gösteren bir “kayıp bilginin” izlerini mi taşır?
Enok’un göğe yükselişi, insanlığa getirdiği bilgiler, “Gözcüler” ile olan teması ve tufan öncesi olaylara dair anlatıları, onun dünya dışı bir temas yaşamış olabileceğine dair iddiaları güçlendiriyor. Gelin, bu kadim bilgenin gerçek hikâyesine biraz daha yakından bakalım.
Enok Kimdir?
Enok, Tevrat’ın Yaradılış kitabında (5:21-24) Nuh’un büyükbabası olarak geçer ve Tanrı tarafından göğe yükseltildiği söylenir:
“Enok, 65 yaşındayken Metuşelah doğdu. Metuşelah’ın doğumundan sonra 300 yıl Tanrı ile birlikte yürüdü ve oğulları ile kızları oldu. Enok, toplam 365 yıl yaşadı. Tanrı ile yürüdü ve sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına aldı.” (Yaratılış 5:21-24)
Bu kısa ama etkileyici anlatı, Enok’un ölümü tatmadan doğrudan göğe yükseldiğini ima eder. Ancak, Enok hakkında en ayrıntılı bilgiler, Enok’un Kitabı (İ.Ö. 3.-2. yy) adlı apokrif metinde bulunur.
Sümer mitolojisinde Enmeduranki figürüyle de büyük benzerlik gösterir. Enmeduranki, tanrılar tarafından göğe yükseltilen ve insanlığa astrolojik ve matematiksel bilgiler getiren bir kraldır. Bu benzerlikler, Enok’un hikâyesinin çok daha eski bir geleneğe dayandığını gösteriyor olabilir.
Enok’un Kitabı: Kayıp Bilgilerin Anahtarı mı?
Enok’un Kitabı, modern Tevrat kanonuna dahil edilmemiş, ancak Etiyopya Ortodoks Kilisesi tarafından kutsal kabul edilen bir metindir. Kitap, Enok’un yeryüzü ile gökyüzü arasında yaptığı yolculukları, meleklerle (özellikle Düşmüş Melekler olarak bilinen Nefilim ile) karşılaşmalarını ve Tanrı’nın ona gösterdiği büyük sırları içerir.
Metinde, Enok’un Semavi Tapınak’ta ilahi varlıklarla buluştuğu ve Tanrı’nın sırlarını öğrendiği anlatılır. Tanrı ona yaratılışın sırlarını, evrenin işleyişini ve insanlık tarihinin geleceğini gösterir. Enok, bu bilgileri insanlığa aktarmak için döner, ancak onun anlattıkları pek çokları için anlaşılmazdır.
Enok ve Gözcüler: Tanrı’nın Elçileri mi, Yasak Bilginin Taşıyıcıları mı?
Enok’un kitabı, özellikle “Gözcüler Kitabı” bölümü ile büyük yankı uyandırır. Bu Gözcüler (İbranice: İr), Tanrı tarafından insanları gözlemlemek ve onların gelişimini yönlendirmekle görevlendirilmişti. Ancak içlerinden bazıları, insan kadınlarına âşık oldu ve onlarla çiftleşerek melez bir ırk doğurdu: Nefilim. (bkz. Nefilim yazım)
Tanrı, bu varlıkların dünyayı kaosa sürüklediğini görerek büyük bir tufan göndermeye karar verir.
Nefilim: Yarı-Tanrılar mı, Genetik Deneylerin Ürünü mü?
Tevrat’ta Nefilimler hakkında şu ifadeye yer verilir:
“O günlerde – ve daha sonra da – yeryüzünde Nefilim vardı. Bunlar, Tanrı’nın oğullarının insan kızlarıyla birleşmesinden doğan ünlü, güçlü adamlardı.” (Yaratılış 6:4)
Peki, kimdi bu “Tanrı’nın oğulları”?
Sümer metinlerine baktığımızda, benzer bir hikâyeye rastlarız. Anunnaki olarak bilinen varlıklar, yeryüzüne inmiş, insanlarla temas kurmuş ve insan uygarlığına çeşitli bilgileri öğretmiştir.
Bu anlatılarda, Anunnaki’nin insan genetiğiyle oynadığı ve onları daha zeki hale getirdiği öne sürülür. Yani, Nefilimler gerçekten de doğaüstü varlıklar mıydı, yoksa bir tür genetik mühendisliğin ürünü müydü?
Zecharia Sitchin ve Erich von Däniken gibi araştırmacılar, bu hikâyelerin aslında dünya dışı varlıklarla yaşanan bir teması temsil ettiğini öne sürer. Onlara göre:
• Gözcüler, aslında dünya dışı varlıklardı ve insanlığın evrimini hızlandırmak için dünyaya indiler.
• Nefilimler, bu varlıkların insan genleriyle birleşimi sonucu ortaya çıkan bir melez ırktı.
• Tanrı’nın büyük tufanı, bu yozlaşmış uygarlığı yok etmek için gönderildi.
Bu hipotez, yalnızca dini metinlere değil, aynı zamanda Sümer, Babil ve Hindu mitolojilerindeki benzer anlatılara da dayandırılır.
Enok’un Göğe Yükselişi: Bir Ruhsal Yolculuk mu, Uzay Yolculuğu mu?
Enok’un göğe yükselişiyle ilgili anlatılar dikkat çekicidir. Enok’un Kitabı, onun “gökyüzüne çıkarıldığını” ve orada “yıldızlar gibi parlayan varlıklarla” karşılaştığını anlatır. Şu pasaj özellikle önemlidir:
“Beni rüzgâr gibi güçlü bir varlık aldı ve göğün en yüksek yerine götürdü. Orada devasa bir ateş girdabının içinde, parlak taşlardan yapılmış bir saray gördüm. Duvarları cam gibiydi, zemin ise yıldızlar gibi parlıyordu.”
Bu anlatı, ezoterik geleneklerde “ruhsal bir yolculuk” olarak yorumlanır. Ancak, modern teorisyenler bunun bir tür “uzay yolculuğu” olabileceğini öne sürüyor.
Bu teoriye göre:
• Enok, gelişmiş bir uygarlık (belki de dünya dışı) tarafından seçilmiş ve onların bilgilerini öğrenmek üzere götürülmüştü.
• “Yıldızlar gibi parlayan varlıklar”, astronot kıyafeti giymiş dünya dışı varlıkları tarif ediyor olabilir.
• “Cam gibi parlayan duvarlar”, gelişmiş bir yapay ortamı veya bir uzay gemisini temsil etmiş olması mümkündür.
Bu bakış açısı, özellikle Erich von Däniken’in Tanrıların Arabaları kitabında savunduğu “Tanrıların aslında astronotlar olduğu” fikrine dayanmaktadır.
Atlantis ve Enok: Kadim Bilginin Taşıyıcıları mıydı?
Atlantis efsanesi, tufan öncesi gelişmiş bir uygarlığın yok edilişini anlatır. Platon’un Timaeus ve Critias diyaloglarında bahsedilen Atlantis bilgelerinin, tufandan önce sahip oldukları kadim bilgiyi bazı seçilmiş insanlara aktardığı anlatılır. Enok’un misyonu da bu olabilir mi?
Platon’a göre Atlantis bilgeleri, tufandan kaçıp dünyaya yayılarak eski Mısır ve Mezopotamya’da medeniyetin temellerini atmıştı.
Burada Enok’un rolü kritik hale geliyor.
• Enok, tufan öncesi dönemde insanlara matematik, astronomi ve yazı gibi bilgileri öğretmişti.
• Atlantis bilgeleri de tufandan önce bilgilerini bir grup seçilmiş insana aktarmıştı.
• Enok’un göğe yükselişi, Atlantis bilgelerinin dünyadan kaçışına dair bir metaforu çağrıştırmaktadır.
Bu bağlantılar, Enok’un hikâyesini basit bir dini anlatıdan çok daha büyük bir perspektife taşımaktadır.
Ezoterik ve Kabala Bağlantısı: Enok = Metatron?
Yahudi mistisizmi Kabala’da, Enok’un göğe yükseldikten sonra bir melek haline geldiği ve Metatron adını aldığı öğretilir.
Metatron, Tanrı’nın tahtının en yakınındaki varlıktır ve ilahi bilgiyi koruyandır. Bu durum, Enok’un Atlantis veya başka bir kayıp uygarlıktan aldığı bilgileri saklayan bir figür haline geldiği düşüncesini güçlendirmektedir.
Kabala’nın “Yaşam Ağacı” öğretisinde, Metatron, insanın en yüksek bilinç seviyesine ulaşmasını temsil eder. Bu, Enok’un dünya dışı bir bilgiye eriştiği ve insanlığın evrimini hızlandırmak için bu bilgiyi getirdiği fikrini destekleyebilir mi?
Sonuç: Enok’un Mirası
Enok’un hikâyesi, yalnızca bir dini figürün değil, insanlık tarihinin en büyük bilinmezlerinden birinin yansıması olarak değerlendirilebilir.
• Enok, kadim bilgeliği taşıyan bir elçi miydi?
• Yoksa dünya dışı varlıklarla temas kurmuş biri miydi?
• Tufan, gerçekten yozlaşmış bir medeniyeti yok etmek için mi gönderildi?
Bu soruların kesin yanıtlarını bilmek zor, ancak eldeki anlatılar ve antik metinler, Enok’un dünya tarihindeki önemini gözler önüne seriyor.
Belki de onun en büyük mirası, insanlığın bilgiye ulaşma arzusunu simgeleyen bir figür olmasıdır.
Enok’un yükseldiği gökler, sadece mitlerin dünyasında değil, belki de bilim ve tarihin kesişim noktasında yatıyor.
Yazan: Bike S. Demirkız
Kaynakça
• Yaratılış Kitabı (Tevrat)
• 1. Enok’un Kitabı
• Sümer Kraliyet Listesi
• Platon, Timaeus ve Critias
• Kabala, Zohar
• Zecharia Sitchin, 12. Gezegen
• Erich von Däniken, Tanrıların Arabaları
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceMaya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir
Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.
8 saat önceArtvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!
Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."
9 saat önce

