Karabıyık: Sucuğu kim yedi?
Bike S. Demirkız'ın Köşesi. (öykü) Karabıyık: Sucuğu kim yedi?
23/06/2025 12:10 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:35 | Bike S. Demirkız
Karabıyık: Sucuğu kim yedi?
Yazan: Bike S. Demirkız
![IMG-20250623-WA0032[1]-i68594496d99ee.jpg](https://bilgigazetesi.org/uploads/IMG-20250623-WA0032[1]-i68594496d99ee.jpg)
O Sadece Bir Kedi Değil. O, Karabıyık. 9 canlı bir efsane.
Mutfakta bir tıkırtı, perdede bir gölge, derinlerden gelen bir mırıltı, aniden ortaya çıkan bir Tazmanya canavarı… James Bond'un tüylü hali. Polat Alemdar’ın kedi kılığına girmişi.
Tek bir zayıf noktası var: SUCUK
Karabıyık simsiyah, kaslı. Henüz gençliğinin baharında. Özgüven tavan, Gözleri lazer gibi. Müthiş bir gözlemci, sinsi, intikamcı ve zalim. Onu balkonda gören kuşlar dua okur, uçuş rotalarını değiştirir. Çünkü Karabıyık, sıradan bir kedi değil, tek başına bir örgüt.
Halen anlatılan bir efsaneye göre, bir zamanlar, üst mutfak dolaplarında, kilit altına alındığı için güvede sanılan ödül mamasına ulaşmak için, 3 gün stratejik planlama yapmış. Sabır, zekâ ve azimle ödül mamalarını ele geçirmeyi başarmış ve afiyetle yemiş. Yapılan tüm tetkik ve tahkikatlara rağmen, olay faili meçhul kalmış. Kapalı dolaba nasıl erişim sağladığının sırrı henüz çözülememiş bir muammadır. Tek bilinen insan kızın firketesi, evin diğer kedisi Dumanın yattığı yerde, yarısı yenmiş bir ödül maması paketinin yanında bulunmuş. Her ne kadar Duman azarı işitse de herkes failin Karabıyık olduğuna emindir. Kayıp diğer ödül mamalarının akıbeti bilinmemektedir.
Evin diğer sakini Duman, Gri renkli, tombul, ifadesi sürekli “ben ne yaptım ki” şeklinde, günün 18 saatini yastık üstünde uyuyarak geçiren, geri kalan zamanlarda ise en fazla camın kenarında dışarıyı seyrederken kendini yalayarak hijyen ve temizliğine özen gösteren ağırbaşlı bir kedidir.
Duman’ın hayat felsefesi:
“Kapta varsa mama yerim. Yoksa kader.”
Bir keresinde Karabıyık’ın planına kazara dahil olmuş, hâlâ olayın ne olduğunu anlamamıştır. Karabıyık her zamanki gibi yine kapısı kapalı duran mutfağa girmeyi başarmış, tezgâhın üzerine soğumaya bırakılmış tencerenin kapağını dikkatlice açıyorken, Duman da kader bu ya o sırada kapıyı aralık görüp içeri girmiş. Neler oluyor oradan diye bakarken, Karabıyık tencereden bir köfteyi patisi ile kaptığı gibi Duman’a fırlatmış. Tam o sırada içeri giren ev sahibi Duman’ı köftenin başında görüp, azarlayarak ensesinden tuttuğu gibi odaya kitlemiş. O sırada etrafta Kayabıyık’tan bir iz bile yok... Hayalet misali, bir tüyünü bile bırakmadan ortadan yok olmuş. Sonrasında evi dolaşan kadın insan, Karabıyık’ı balkonda derin bir uykuda bulmuş “Annemm sen burada mıydın? Hadi gir içeri üşüteceksin diye” sırtını sevgiyle okşamıştı.
Gelgelelim ne olduysa asıl o Pazar sabahı başladı!
Saat sabah 08:06. Evde kış havası, kalorifer sıcak sıcak yanıyor. İnsan adam erken uyanmış mutfağa girdi. Canı kahvaltıda sucuklu yumurta çekmişti. Buzdolabından iki yumurta, bir paket dilimli sucuk ve tereyağı çıkardı. Evin diğer fertleri uyurken keyifle kahvaltı etmek istemişti.
Tavaya önce bir kaşık tereyağı attı. Ardından sucuk dilimlerini dizdi.
Karabıyık o sırada gece yorgunu salondaki köşesinde uyuyordu. Kokuya uyandı. Gözlerini yavaşça açtı. Burnu hafifçe titredi. Gözleri büyüdü. Tüyleri dikeldi. Patisi istemsizce seğirdi.
“...SUCUK.”
Tavada tıslayan o dairesel, yağlı, hafif baharatlı halkalar... Kutsal bir çağrı gibiydi.Sanki geçmiş ataları kulağına fısıldamıştı:
"Kalk Karabıyık kalk hemen... sucuk seni çağırıyor..."
İnsan birkaç dilimi pişirdi, geri kalanını streç filme sardı. Buzdolabının alt rafına yerleştirdi. Dolabı kapattı. Hiçbir şey olmamış gibi çay demlemeye geçti.
“O paketi... buzdolabına koymayacaktın hayır hayır...”
Bu sırada tavadan gelen ses:
Cısss...cısss...
Sucuk kokusu evin içine yayılmaya devam ediyordu bütün duyuları sarıp sarmalıyordu.
Baharat, yağ, sarımsak biraz da o gizemli “anne evi” kokusu...
Karabıyık oradaydı gözlerini bile kırpmadan sessizce gölgelere sinmiş kendini kokunun cazibesine kaptırmıştı. Kafasında tek bir hedef vardı artık: SUCUK. Harekât planını gözden geçirmeye başlamıştı bile:
Evin tüm üst dolapları çocuk kilidiyle korunmuştu. Tüm "yüksek riskli bölgeler" bantlıydı ama hiç kimse buzdolabına kilit takmazdı. Çünkü kimse buzdolabını açabilecek bir kedi olduğunu düşünmezdi.
Ama Karabıyık bir kedi değildi o kasa uzmanıydı.
“Streç film? Sorun değil.
Soğukluk? Dayanılır.
Dolap kapısı? İşte o, bir sorun. Evet zor olabilir ama hiçbir şey imkânsız değil.”
Aşama 1 – Plan: Buzdolabı Operasyonu “Sucuk Tango”
İlk gece Saat 03:00 suları.
Karabıyık mutfakta. Dolap önünde tırmalama çalışmaları. Stratejik, jeopolitik, morfolojik saha çalışması
Sonuç: Su içmeye kalkan insan gelip ayağıyla uzaklaştırdı. Elbette bu Karabıyık’ı yıldıramazdı.
Aşama 2- Rakibi iyi tanı, zayıf yönlerini öğren
İkinci gece: Kafası buzdolabının lastik kısmında. Patisiyle çeker. Lastik gerilir.
Biraz boşluk oluşur ama sonra tekrar kapanır. Tırnağı ile delik açmayı umar canı yanar. Yine olmadı. Düşman zorlu.
Karabıyık not alır. “Bu işi yüksek teknolojik aletler olmadan başaramayacağımı anladım “
Aşama 3 – Mühimmat temini:
Üçüncü gece: Evin kızının saçından ustalıkla çaldığı firkete ile dolap contasını çekiştirir. Kapak hafif aralanır ama... yetmez.
Aklına paspas sapı gelir, ne var ki Duman, mühimmat dolabının önünde horul horul uyumaktadır.
Karabıyık hemen radyatörün arkasındaki gizli zulasından bir ödül maması çıkarır.
Duman’a doğru yuvarlar. Mama Duman’ın burnuna çarpar.
Duman gözlerini açar. Bakışlar: "Hı? Bana mı?"
Mırıldanır:
“Vaaay Karabıyık... Sen böyle iyi biri miydin hep?”
Karabıyık cevap vermez. Rüşvet verilmiştir. Duman yerinden sessizce kalkar salondaki yastığının üzerine kurulur ödül mamasını keyifle yer. Karabıyık’ın önündeki son büyük engel de ortadan kalkmıştır artık.
Yastığın üstünde Duman diğer ev halkı gibi horul horul uykuya dalarken, Karabıyık mesaisine devam eder, paspası sapından ayırır.
sapı kâh yuvarlayarak kâh sürükleyerek mutfağa getirir. Buzdolabının altına bir kaldıraç gibi sıkıştırır.
Çek...İt... Çek...İt...
Tıııııkkkkk...
Açıldı ve artık içeride...
Aradığı poşeti görür, gözleri dolu dolu bir süre seyreder.
Streç film: tamam,
Soğuk: önemli değil.
Sonunda: işte tam patisinin ucunda bir halka sucuk.
Paketin ucunu dişiyle tutar. Dışarı çeker. Buzdolabının kapısını kapatır. Paspas sapını da buzdolabının altına iterek delilleri yok eder.
Sonra sucukları teker teker paketten çıkarır. Yumuşak, baharatlı, kutsal dilimleri yerde biriktirir.
İlk dilimi adeta çiğnemeden yutar. İkinciyi kemirir. Üçüncü dilimle yerde yuvarlanır adeta tango yapar. Yağ dudağına bulaşır. Tüyleri kabarır. Kısık bir mırıltıyla kendinden geçer.
"Ben yokum... sadece sucuk var..."
Sucuk sarhoşluğuyla son 2 dilimi yalar, koklar sonra onları sessizce dişlerinin arasına alır. Onları, yastıkta hâlâ poposunda pireler uçuşan Duman’ın yanına, usulca bırakır. Birini patisinin altına diğerini kafasının yanına…
Sonra salondaki koltuğun arkasındaki gizli köşesine geçer, huzurlu bir uykuya dalar.
Sabah erken İnsan Kadın uyanır. Uyku mahmuru mutfağa yönlendiğinde ayağına bir şey dolanır eğilir ve o an görür: Mutfak zemininde sucuk paketi. Halının ucundaki yağlı pati izleri onu doğruca salona yöneltir.
Duman: Hâlâ horul horul uyumaktadır.
İnsan kadın: “DUMAN! AĞZINDAKİ NE?!” diye bağırır. Suratında yapışmış sucuk dilimiyle Duman uykulu gözlerini açar. Miyavlamak ister ama o sırada yanağındaki sucuk yastığa düşer. Boş boş bakar.
“Ben mi yedim? Yani… olabilir…belki”
Karabıyık?
Koltuğun arkasında patisindeki son sucuk kırıntılarını keyifle yalamaktadır.
Plan kusursuzdur.
Karabıyık’ın İnsancıklara notu:
Tüm dolaplara kilit takabilirsin.
Sucuğu streç filme sarabilirsin.
Eve kamera bile koyabilirsin.
Gelgelelim Karabıyık’ı durduramazsın. Çünkü o, sadece bir kedi değil. O, görev bilinciyle beslenen, baharatlı hedeflere susamış hayalet bir ajandır. 009 Bıyık – Karabıyık!
Ve evde sucuk varsa…
Bil ki aslında yoktur…
Bunlar da ilginizi çekebilir
"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!
Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
3 saat önceMaya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir
Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.
8 saat önceArtvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!
Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."
9 saat önce

