Arama

                                                

Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler

Bike S. Demirkız'ın köşesi: Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler

07/03/2025 06:00 | Son Güncelleme : 06/11/2025 20:31 | Bike S. Demirkız


Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler
ad image
ad image

Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler

Picture1-i67ca8a29a01fa.jpgİnsanlık tarihi boyunca büyük savaşlar yaşandı, uygarlıklar yükseldi ve yok oldu. Ancak bazı arkeolojik buluntular ve kadim metinler, tarih öncesi çağlarda nükleer bir savaşın yaşanmış olabileceği ihtimalini akıllara getiriyor. Modern teknolojimizin ancak 20. yüzyılda eriştiği yıkıcı güçlere dair ipuçları, binlerce yıl öncesine dayanan anlatılarda bulunuyor.

1. Arkeolojik Kanıtlar: Yanmış Şehirler ve Radyoaktif Kalıntılar

Mohenjo-Daro’nun Gizemi

Pakistan’da bulunan Mohenjo-Daro ve Harappa, İndus Vadisi Medeniyeti’nin MÖ 2600-MÖ 1900 yılları arasında İndus Vadisi Uygarlığı’nın en önemli şehirlerinden biriydi. Ancak, bu şehir bir anda yok olmuş ve halkı ansızın ölmüş gibi görünmektedir. 

Arkeolojik kazılarda, yüksek ısıya maruz kalmış taşlar ve erimiş seramikler bulunmuştur. Bu bulgular, bazı araştırmacılar tarafından nükleer patlama tezleriyle ilişkilendirilmiştir. Örneğin, Mohenjo-Daro’da yapılan kazılarda, caddelerde yatan iskeletler bulunmuş ve bu iskeletlerde yüksek düzeyde radyoaktivite tespit edilmiştir. Ayrıca, kentte siyah cam kümeleri bulunmuş ve bunların yüksek ısıyla erimiş kil çömlekler olduğu belirlenmiştir. 

Şaşırtıcı Bulgular:

         Kazılarda yüksek ısıya maruz kalmış taşlar ve erimiş seramikler bulunmuştur.

         Cadde ortasında yatan iskeletler, ani bir felaketin yaşandığını düşündürmektedir.

         İskeletlerin üzerinde anormal derecede radyoaktivite olduğu iddia edilmiştir.

         Kumun camlaşarak siyah ve yeşilimsi erimiş taşlara dönüşmesi, nükleer patlama sonrası oluşan “trinitit” benzeri yapılara benzetilmektedir.

Bu bulgular, bilimsel çevreler tarafından büyük bir yangın veya doğal afet olarak açıklansa da, neden yalnızca belirli bölgelerin aşırı yüksek ısıya maruz kaldığı ve bazı iskeletlerin diğerlerinden daha fazla radyoaktif olduğu sorusu yanıtsız kalmaktadır.

Sibirya’da Patlamış Bir Antik Kent

Rus araştırmacılar, Sibirya’daki bazı antik şehirlerde tıpkı Mohenjo-Daro’daki gibi yüksek ısıya maruz kalmış taşlar ve camlaşmış kum tabakaları bulduklarını öne sürmüştür.

Benzer şekilde, Orta Asya’daki bazı bölgelerde, taşların yüksek sıcaklıkla eridiği ancak doğal bir volkanik aktivitenin izine rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu durum, eski çağlarda kullanılan yüksek enerjili bir silahın işareti olabilir mi?

2. Mitolojilerde Büyük Savaşlar ve Yok Edici Silahlar

Hint Destanları: Mahabharata ve Ramayana: Mahabharata’daki Nükleer Benzeri Savaş

Hint destanları, özellikle Mahabharata ve Ramayana, tanrıların ve kahramanların epik savaşlarını anlatır. Bu metinlerde, modern nükleer silahların etkilerine benzer tasvirler bulunmaktadır. Örneğin, Mahabharata’da geçen bir bölümde, “Rama Brahmastayı bir kez kullandı mı hiçbir savunma ve ordu onu durduramaz, hedefini asla şaşırmaz ve onlarca güneşin parlaklığıyla hedefinde ne varsa yok eder. Onun gazabından kurtulduğunu sananların ise saçları, tırnakları, derileri dökülür, bir anda yaşlanır ve ölürler.” 

Mahabharata destanında, Pandavalar ve Kauravalar arasında geçen savaşta Brahmastra adı verilen yıkıcı bir silah kullanılmıştır. Destanda Brahmastra için şöyle denmektedir:

         “Bir anda binlerce güneşin ışığına benzeyen korkunç bir parlama yaşandı.”

         “Şehir halkı panikle kaçtı, ancak bir süre sonra insanların saçları ve tırnakları dökülmeye başladı.”

         “Su kaynakları zehirlendi, toprak bir süre boyunca verimsiz hale geldi.”

Bu betimlemeler, atom bombalarının etkilerine benzer şekilde, yüksek ısı, radyasyon ve ani ölüm gibi unsurları içermektedir. Bu nedenle, bazı araştırmacılar bu metinleri antik nükleer savaşların kanıtı olarak yorumlamaktadır.

Ramayana ve Vimanalar (Uçan Araçlar)

         Ramayana destanında geçen Vimanalar, uçan savaş araçları olarak tanımlanır.

         Vimanalar, ışın silahları ve ateş topları fırlatan savaş makineleri olarak tarif edilmiştir.

         Gökyüzünde geçen savaş sahneleri, günümüz savaş uçakları ve füze sistemlerini andırmaktadır.

Bu anlatılar, yalnızca metaforik mi, yoksa gerçekten bir tür teknolojik savaşın unutulmuş bir kaydı mıydı?

Mezopotamya ve Tanrıların Savaşları : Sümer, Akad ve Babil Metinleri

Mezopotamya uygarlıklarına ait metinlerde de tanrıların büyük savaşlarından ve yıkıcı silahlardan bahsedilmektedir. Örneğin, Enuma Eliş ve Gılgamış Destanı gibi metinlerde, tanrıların gökten inen yıkıcı silahları kullanarak büyük tahribatlar yarattığı anlatılmaktadır.

Sümer Tabletlerinde Anunnakiler

Sümer mitolojisinde Anunnakiler, gökten gelen tanrılar olarak tasvir edilir. Zecharia Sitchin’in teorilerine göre, Anunnakiler gelişmiş teknolojilere sahip dünya dışı varlıklardı ve aralarındaki güç savaşları, insanlık tarihini derinden etkilemişti.

         “Tanrılar arasında büyük bir kavga çıktı ve gökten ateş yağdı.”

         “Gözleri kör eden bir ışık, her şeyi küle çevirdi.”

         “Sular zehirlendi, toprak kurudu ve her şey yok oldu.”

Bu anlatımlar, bazı araştırmacılar tarafından ileri teknoloji kullanımıyla ilişkilendirilmektedir. Acaba büyük ölçekli bir patlamanın tasvirleri olabilir mi?

Babil Kulesi ve Bilinmeyen Bir Teknoloji

         Eski metinlerde, insanların tanrılara meydan okuyarak Babil Kulesi’ni inşa ettiği, ancak tanrıların “kendi aralarındaki anlaşmazlık yüzünden” kuleyi yok ettiği anlatılır.

Bu yok ediliş, güçlü bir patlama veya enerji silahı ile yapılan bir saldırı olarak değerlendirilebilir.

 

Sodom ve Gomora: Tanrının Gazabı mı, Yoksa Nükleer Yıkım mı?

Tarihte büyük yıkımlarla yok olan şehirlerden biri de Sodom ve Gomora’dır. Eski Ahit’te (Tevrat’ta) anlatılan bu hikaye, Tanrı’nın gazabıyla yerle bir edilen iki günahkâr şehri konu alır. Ancak bu anlatı, bazı araştırmacılar tarafından nükleer bir patlamaya veya yüksek enerjili bir silaha maruz kalmış antik şehirlerin kaydı olarak yorumlanmaktadır.

Lut Kavmi ve Yok Edilişin Betimlenmesi

Tevrat ve Kur’an’da, bu şehirlerin halkının ahlaksızlık içinde yaşadığı ve Tanrı’nın onları cezalandırdığı anlatılır. Ancak yok edilişin detayları dikkat çekicidir:

         “Gökten kükürt ve ateş yağdı ve şehir tamamen yok oldu.” (Tevrat, Yaratılış 19:24)

         “Şehrin tamamı bir anda kül oldu ve toprak hiçbir şey yetiştiremez hale geldi.”

         “Lut’un karısı geri dönüp baktığında bir tuz sütununa dönüştü.”

Bu betimlemeler, yüksek sıcaklıkla gerçekleşen ani bir patlamaya ve radyasyon etkilerine benzeyebilir mi?

Sodom ve Gomora’nın Gerçek Yeri ve Arkeolojik Bulgular

Arkeologlar, bu şehirlerin yerini Ürdün ve Ölü Deniz’in güneyindeki bölgeye yerleştirmiştir. Yapılan kazılarda bazı dikkat çekici bulgular ortaya çıkmıştır:

         Tall el-Hammam Arkeolojik Bölgesi: Ürdün’de bulunan ve Sodom’a ait olduğu düşünülen bu alanda:

         Erimiş taşlar ve camlaşmış yüzeyler keşfedildi.

         Çok yüksek sıcaklığa maruz kalmış toprak tabakaları bulundu.

         Ani ve büyük bir yıkımın izleri ortaya çıktı.

         Radyoaktif Kalıntılar ve Patlama İzleri:

         Bazı araştırmacılar, bu bölgede doğal olmayan düzeyde radyasyon izlerine rastlandığını iddia etmektedir.

         Toprak analizlerinde, yüksek sıcaklıkla erimiş silikatlar (nükleer patlama sonucu oluşan “trinitit” benzeri) bulunmuştur.

         Bazı kazılar, şehrin aniden ve büyük bir enerjiyle yok olduğunu gösteren katmanlar içerdiğini ortaya koymuştur.

Bilimsel Açıklamalar ve Alternatif Teoriler

         Meteor Patlaması: Bazı bilim insanları, yaklaşık 3.600 yıl önce bölgede büyük bir meteorun havada patlamış olabileceğini öne sürmektedir. Tunguska olayı gibi bir hava patlaması, Sodom ve Gomora’nın anlatılan şekilde yok olmasına neden olmuş olabilir.

         Nükleer veya Termal Patlama: Alternatif araştırmacılar, bu bölgenin kadim bir savaşta kullanılan ileri teknoloji ürünü bir silahla yok edilmiş olabileceğini iddia etmektedir.

Bu kanıtlar, Sodom ve Gomora’nın gerçekten ilahi bir felaketle mi, yoksa kadim bir nükleer yıkımla mı yok olduğunu sorgulamamıza neden olmaktadır.

Acaba bu şehirler, antik çağlardaki bir güç savaşı sonucu yok edilen merkezler miydi?

Güney Amerika Mitolojisi

Güney Amerika’daki antik uygarlıkların mitolojileri incelendiğinde, tanrılar arasındaki savaşlar ve büyük yıkımlar sıkça yer alır. Bu anlatılar, bazı araştırmacılar tarafından tarih öncesi nükleer savaşların mitolojik yansımaları olarak yorumlanmıştır. Aşağıda, Nazca, Maya, İnka ve Toltek uygarlıklarının mitolojilerindeki bu tür savaşlara dair detaylı bilgiler sunulmuştur.

1. Maya Mitolojisi: Kozmik Döngüler ve Tanrılar Arasındaki Çatışmalar

Maya mitolojisi, evrenin farklı çağlardan geçtiğini ve her çağın büyük felaketlerle sona erdiğini anlatır. Bu çağlara “Güneş” denir ve her biri farklı bir insanlık dönemini temsil eder.

         Dört Güneş Dönemi: Maya mitolojisine göre, şu ana kadar dört Güneş dönemi yaşanmış ve her biri büyük yıkımlarla sona ermiştir. Bu yıkımlar arasında devasa seller, ateş yağmurları ve göksel felaketler bulunur. Bu anlatılar, bazı araştırmacılar tarafından nükleer savaşların mitolojik tasvirleri olarak yorumlanmıştır.

         Popol Vuh: Maya kutsal kitabı olan Popol Vuh’ta, tanrılar arasındaki çatışmalar ve insanlığın yeniden yaratılışı detaylı bir şekilde anlatılır. Bu metinlerde, gökten gelen ateşler ve büyük yıkımlar, yüksek enerjili silahların kullanımına dair metaforlar olarak değerlendirilebilir.

2. İnka Mitolojisi: Viracocha ve Dünyanın Yeniden Şekillendirilmesi

İnka mitolojisinde, yaratıcı tanrı Viracocha, dünyayı kaostan düzen getiren bir figürdür. Ancak, bazı efsanelerde Viracocha’nın, insanlığı cezalandırmak için büyük felaketler gönderdiği anlatılır.

         Titicaca Gölü Efsanesi: Bu efsaneye göre, Viracocha, insanlığın ahlaki çöküşü nedeniyle büyük bir sel felaketi göndererek dünyayı temizlemiş ve ardından yeni bir insanlık yaratmıştır. Bu tür anlatılar, nükleer bir felaketin mitolojik bir yansıması olarak görülebilir.

3. Toltek Mitolojisi: Quetzalcoatl ve Tanrılar Arasındaki Mücadele

Toltekler, Quetzalcoatl (Tüylü Yılan) adlı tanrıya büyük saygı duymuşlardır. Quetzalcoatl, bilgelik ve medeniyetin sembolü olarak kabul edilirken, onun karanlık ikizi Tezcatlipoca ise kaos ve yıkımı temsil eder.

         Tanrıların Savaşı: Quetzalcoatl ile Tezcatlipoca arasındaki sürekli çatışma, evrenin dengesi ve insanlığın kaderi üzerinde büyük etkiye sahiptir. Bu çatışmalar sırasında gökyüzünden gelen ateşler ve büyük yıkımlar, nükleer savaşların mitolojik tasvirleri olarak yorumlanabilir.

4. Nazca Uygarlığı: Gizemli Çizgiler ve Tanrısal Etkileşimler

Nazca uygarlığı, devasa jeoglifleriyle (Nazca Çizgileri) tanınır. Bu çizgiler, hayvan figürleri, geometrik şekiller ve düz çizgilerden oluşur. Nazca mitolojisinde, göksel varlıkların yeryüzüyle etkileşime geçtiği anlatılır.

         Nazca Çizgileri: Bu devasa çizgilerin, tanrılarla iletişim kurmak veya onları onurlandırmak için yapıldığı düşünülür. Bazı teorilere göre, bu çizgiler, antik çağlarda kullanılan ileri teknolojilerin izlerini taşımaktadır.

5. Zecharia Sitchin’in Teorileri ve Alternatif Yaklaşımlar

Araştırmacı Zecharia Sitchin, antik mitolojilerdeki tanrıların aslında dünya dışı varlıklar olduğunu ve bu varlıkların ileri teknolojiler kullanarak insanlıkla etkileşime geçtiğini öne sürer. Sitchin’in teorilerine göre:

         Nükleer Savaşlar: Antik metinlerde ve mitolojilerde bahsedilen büyük yıkımlar, aslında dünya dışı varlıkların kullandığı nükleer silahların sonuçlarıdır.

         Güney Amerika Uygarlıkları: Maya, İnka, Toltek ve Nazca uygarlıklarının mitolojilerindeki tanrılar arasındaki savaşlar, dünya dışı varlıkların kendi aralarındaki çatışmaların yeryüzündeki yansımalarıdır.

Sonuç olarak, Güney Amerika’nın antik uygarlıklarının mitolojilerinde tanrılar arasındaki büyük savaşlar ve yıkımlar sıkça yer almaktadır. Bu anlatılar, bazı araştırmacılar tarafından tarih öncesi nükleer savaşların veya ileri teknolojilerin mitolojik yansımaları olarak yorumlanmaktadır. Ancak, bu tür teoriler akademik çevrelerde geniş kabul görmemekte ve daha çok spekülatif olarak değerlendirilmektedir.

İskandinav Mitolojisi

İskandinav mitolojisi, büyük bir yıkımın ve tanrılar arasında geçen ölümcül bir savaşın anlatısını sunar. Ragnarök olarak bilinen bu kıyamet savaşı, tanrılar ile kaos güçleri arasındaki nihai çarpışma olarak görülür. Anlatılan yıkım, nükleer bir savaşın etkilerini andıran unsurlar içerdiği için, bazı araştırmacılar tarafından bir tür eski çağ savaşının mitolojik kaydı olarak yorumlanmaktadır.

1. Ragnarök: Tanrıların Kıyamet Savaşı

Ragnarök, İskandinav mitolojisinde tanrılar ile devler (jötnarlar) arasında yaşanan büyük bir savaş olarak tanımlanır. Ancak bu savaş, sadece tanrılar arasındaki bir mücadele değildir; aynı zamanda dünya çapında büyük bir felakete neden olur.

Ragnarök’ün Yıkıcı Aşamaları

              1.          Gökten Ateş ve Kükürt Yağacak:

         Mitolojide, “Surt” adlı ateş devinin devasa, ışık saçan bir kılıcı olduğu anlatılır.

         Surt ve diğer devler, alevler içinde dünyaya saldırırken, gökyüzünden ateş yağar.

         Bu betimleme, modern çağda bir nükleer saldırıyı andırmaktadır.

              2.          Güneş ve Ay Yok Olacak:

         Güneş ve ay karanlığa gömülür, gökyüzü çatlar ve yıldızlar söner.

         Bu, büyük bir toz bulutu veya küresel nükleer kış senaryosuna benzer mi?

              3.          Dev Tsunamiler ve Depremler:

         Denizler kabarır ve dev dalgalar şehirleri yutar.

         Büyük depremler, tüm dünyayı sarsar.

              4.          Zehirli Gazlar ve Hastalıklar Yayılacak:

         Ejderha “Nidhogg” ve yılan “Jörmungandr”, dünyaya ölümcül zehir yayar.

         Nükleer serpintinin insanlara ve doğaya etkisiyle benzer mi?

              5.          Dünya Yanacak ve Yeniden Doğacak:

         Savaşın sonunda dünya tamamen yanar ve yok olur.

         Ancak küllerin arasından yeni bir dünya doğar.

2. Nükleer Benzeri Savaş ve Silah Betimlemeleri

Ragnarök destanında tanrıların ve devlerin kullandığı silahlar, modern silahlarla karşılaştırıldığında dikkat çekici benzerlikler gösterir:

         “Thor’un Mjölnir’i”: Şimşekler saçan ve güçlü düşmanları yok eden bir silah.

         “Surt’un Alev Kılıcı”: Dünyayı alevlere boğan ve gökyüzünü parçalayan devasa bir silah.

         “Odin’in Mızrağı Gungnir”: Asla hedefini kaçırmayan ve büyük güce sahip bir silah.

Bu silahlar, nükleer patlamalar, enerji silahları veya yüksek teknolojili yok edici silahlar olabilir mi?

3. Alternatif Teoriler: Ragnarök, Antik Bir Felaketin Hafızası mı?

Bazı araştırmacılar, Ragnarök’ün eski bir felaketin veya savaşın hatırası olabileceğini öne sürer:

         Büyük bir nükleer savaşın mitolojik anlatımı mı?

         Kadim bir uygarlığın yok oluşunun sembolik anlatısı olabilir mi?

         Atlantis veya benzeri bir gelişmiş medeniyetin, büyük bir savaş sonucu yok olmasıyla mı bağlantılı?

Ragnarök efsanesi, İskandinav mitolojisinin geleceğe dair bir kehaneti mi, yoksa geçmişte yaşanmış bir büyük felaketin hatırası mı?

Bu soruların kesin bir yanıtı yok, ancak eski metinlerdeki yıkım anlatıları ile modern çağın savaş senaryoları arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir.

3. Antik Çağda Teknoloji ve Unutulan Bilgiler

Eski Mısır Mitolojisi

Eski Mısır mitolojisinde, tanrı Set ve Horus’un savaşları, Ra’nın yıkıcı gözleri ve Osiris’in parçalanması gibi anlatılar bulunmaktadır. Bu anlatılar, bazı araştırmacılar tarafından ileri teknoloji kullanımıyla ilişkilendirilmekte ve antik nükleer savaşların izleri olarak yorumlanmaktadır.

Mısır’da Gelişmiş Teknoloji İzleri

         Dendera Tapınağı’ndaki kabartmalarda yer alan “ışık ampulü” benzeri şekiller, elektriğin eski Mısırlılar tarafından bilindiğini düşündürmektedir.

         Piramidin içinde radyasyon ve elektromanyetik anormalliklerin ölçüldüğü iddiaları, geçmişte bilinmeyen bir teknolojinin varlığını düşündürmektedir.

Baalbek ve Devasa Taş Yapılar

              •            Lübnan’daki Baalbek’te bulunan devasa taş bloklar, günümüz teknolojisiyle bile taşınması zor olan yapılardır.

              •            Bazı araştırmacılar, buraların tanrılar veya ileri teknolojiye sahip eski bir uygarlık tarafından yapıldığını öne sürmektedir.

4. Sonuç: Unutulmuş Bir Savaşın İzleri mi?

Bütün bu bulgular ve anlatılar bir araya geldiğinde tarih öncesi çağlarda büyük bir yıkımın yaşanmış olabileceği ihtimali güçlenmektedir.

         Mohenjo-Daro ve diğer antik şehirlerdeki erimiş taşlar ve radyoaktif izler, bilinmeyen bir patlamaya mı işaret ediyor?

         Hint ve Sümer destanlarındaki büyük savaşlar, gerçekten nükleer silahlar mı anlatıyor?

         Antik uygarlıklar, gelişmiş bir teknolojiye sahipti ve bu teknoloji, büyük bir savaş sonucu mu kayboldu?

Bugün, tarih öncesi çağlara dair henüz tam olarak çözülememiş birçok gizem bulunmaktadır. Ancak, eldeki kanıtlar bizi düşünmeye ve sorgulamaya itmektedir:

Gerçekten büyük bir nükleer savaş yaşandı mı?

Bu sorunun yanıtını kesin olarak bilmiyoruz, ancak arkeolojik bulgular ve eski metinler “Acaba?” dedirtecek kadar güçlü ipuçları sunuyor!

“Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mit mi, Gerçek mi?”

Yazan: Bike S. Demirkız

 

Tarih öncesi nükleer savaş teorileri ve tanrıların savaşlarıyla ilgili komplo teorileri üzerine yazılmış makaleler ve kitaplar, genellikle spekülatif olup, bilimsel çevrelerde geniş kabul görmemektedir. Ancak, bu konulara ilgi duyanlar için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir:

              1.          Zecharia Sitchin’in Eserleri:

         Sitchin, Sümer tabletlerini yorumlayarak, Anunnaki adını verdiği dünya dışı varlıkların Dünya’ya gelerek insanlığı yarattığını ve onlara medeniyeti öğrettiğini öne sürmüştür. Bu teorileri “The 12th Planet” ve “The Anunnaki Chronicles” gibi kitaplarında detaylandırmıştır. 

              2.          Komplo Teorileri Üzerine Genel Kaynaklar:

         Komplo teorileri hakkında genel bir bakış için “Komplo teorileri listesi” adlı Vikipedi sayfası

              3.          Nükleer Savaş ve Radyasyon Etkileri:

         Nükleer savaşın etkileri ve radyasyonun insan sağlığı üzerindeki sonuçları hakkında bilgi almak için AFAD’ın “Nükleer Savaş” başlıklı sayfası

              4.          Eski Uygarlıklar ve İleri Teknoloji Teorileri:

         Eski uygarlıkların ileri teknolojilere sahip olduğu ve bunların günümüze ulaşan izleri hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bu konularla ilgili detaylı analizler için arkeoloji ve tarih dergilerindeki makaleler

 

 

Etiketler : Tarih Öncesi Nükleer Savaş mitoloji tarih ezoterizm efsane uzaylı atalar bike s. demirkız sonsuzlukta bir kıvılcım dinler tarihi
Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

ad image
ad image

Bunlar da ilginizi çekebilir

"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!

"Tavan Arası" Dergisi 2. Sayısıyla Dijital Yayın Hayatında: Sanatın Işığında Farkındalık Vurgusu!

Kültür, sanat ve edebiyatın dijital adresi "Tavan Arası" dergisi, Kasım 2025 tarihli 2. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.

3 saat önce
Maya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir

Maya Uygarlığının En Eski Anıtı: Evrenin Haritası Olabilir

Meksika'nın Tabasco eyaletinde keşfedilen devasa Aguada Fenix anıtı, yapılan son araştırmalara göre yalnızca büyük bir yapı değil, aynı zamanda evreni sembolize eden bir 'kozmogram' olarak inşa edilmiş olabilir.

8 saat önce
Artvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!

Artvin'de 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Coşkusu: Tüm Halkımız Davetli!

Artvin Valiliği ve Artvin Orman Bölge Müdürlüğü'nden Ortak Çağrı: "Yeşil Vatan Sevdalılarını Fidan Dikimine Bekliyoruz."

9 saat önce
Yorumlar

Other Posts
05.11.2025 - Kudüs: Kutsal Şehir mi, Yoksa Dünyanın Enerji Kalbi mi? 28.10.2025 - Kutsal Kâse: Tanrısal Bilincin Kapısı 25.10.2025 - Yüksek Farkındalık Çağında Serbest Enerji: İnsanlığın Bir Sonraki Sıçraması 20.10.2025 - Bir An Daha: Ölüleri Yaşatmanın Fotoğrafik Bilimi- Simile-Viventem 16.10.2025 - İlk Dondurulan Adam Yeniden Uyanırsa: Sadece Beden mi, Yoksa Ruh da mı Geri Dönecek? 13.10.2025 - Lyraan’ın Güncesi: Atlas’ın Kalbinden 13.10.2025 - 3I/ATLAS: GERÇEKTEN BİR KUYRUKLU YILDIZ MI, YOKSA KOZMİK BİR MESAJ MI? 07.10.2025 - Atlantisli Yıldız Tohumları Kozmik Rahimden Yankılanan Hatıralar 06.10.2025 - Yıldız Tohumları Gerçek mi? 05.10.2025 - 3 – 6 – 9: Kozmosun Gizli Anahtarı 03.10.2025 - Titreşimin Mimarisi: Om’un Ötesine Uzanan Yol 01.10.2025 - Kendime Öğütler 23.09.2025 - Geçmişi Değiştiren Deney: Kuantumun Tuhaf Zaman Oyunu 22.09.2025 - 500T’de bir Sürahi Nine 19.09.2025 - Astroloji Bilir 16.09.2025 - Cadının Aynasında: Işığın ve Gölgenin Hikâyesi 12.09.2025 - Kaç Adamla Oldun…? 11.09.2025 - Kız kısmı okuyup da ne yapacak? 10.09.2025 - 80 Kilo Daha Hafif 07.09.2025 - Rosalinda – Ahtapot’un gölgesinde Aşk 07.09.2025 - Walter Russell ve Kuantum Çağının Yankısı: Unutulmuş Geleceğin Hatırlanışı 05.09.2025 - Karanlıkta Bir Işık: Fatma ve Çocuk 04.09.2025 - Son Baharda Aşk 03.09.2025 - Eylül’ün Eşiğinde: Işığın ve Gölgelerin Dansı 02.09.2025 - Hatırlamanın Zamanı: Dünya’nın Unutulmuş Hikâyesi 02.09.2025 - Beyaz Cadılar: Işığın Kadim Muhafızları 01.09.2025 - Ayten’in Işıkla Sınavı 30.08.2025 - Evde Misafir Var: Tahliye Planı ve Acil Çıkış Haritası 29.08.2025 - Cenazeye Gitmedim 29.08.2025 - PEGASUS PROJESİ: ZAMANIN PERDELERİNİ ARALAYAN GİZLİ DENEYLER 28.08.2025 - Kozmik Hafıza: Akaşik Kayıtların Kapısını Aralamak 24.08.2025 - Kozmik Gizem: ASKAP J1832-0911 23.08.2025 - 3I/Atlas: Uzaydan Gelen Bir Ziyaretçi mi, Yoksa Kozmik Bir Sondaj Aracı mı? 22.08.2025 - PENCERENİN ARDINDA 17.08.2025 - Fedakârlık Nereye Kadar? 10.08.2025 - Çocuklarıma Hayat Dersleri 09.08.2025 - DUYMAYAN KİM? 03.08.2025 - Kadın Dilinden Anlama Sözlüğü – Damat adayına tavsiyeler 02.08.2025 - Erkek Manifestosu (Bir Anadolu Eri’nin Haykırışı) 29.07.2025 - Dino Mahallede 26.07.2025 - Hijyen Sanatı 23.07.2025 - Bir Şey Yapacaktım ama Ne? 20.07.2025 - Bir Kahve Alır mıydınız? 19.07.2025 - Mırnav’ın Açlık Savaşı 18.07.2025 - Gülbahar Teyze ve Üç Cingöz 17.07.2025 - Cinayet Kulübü 15.07.2025 - Ayın Karanlık Yüzü 14.07.2025 - Porselen Bebek 10.07.2025 - Karga Kardeşliği: Kanat Kanata İntikam 09.07.2025 - Kâmil ve Mahalle Savaşları 29.06.2025 - Son Fırça Darbesi 28.06.2025 - Bir Tutam Sır 26.06.2025 - Selahattin ve Sihirli Hoparlör 23.06.2025 - Karabıyık: Sucuğu kim yedi? 20.06.2025 - VIZBEY’İN BODRUM GÜNLÜKLERİ 19.06.2025 - BEYAZ ATLIYI BEKLERKEN 18.06.2025 - DELİ KİM? 16.06.2025 - Kozmik Dolmuş Günlükleri 3 Stardate-2 Yaş Krizi Galaksisi 14.06.2025 - Orda Bir Köy Var Uzakta 13.06.2025 - ARŞİV 11.06.2025 - Kozmik Dolmuş Günlükleri 2_Kaynanaların Gözü Üzerimde 10.06.2025 - Hayat Ağacı (Tree of Life) 09.06.2025 - Kim Bu Bebek! 07.06.2025 - Kali Yuga’dan Satya Yuga’ya Geçiş: Kozmik Döngüde İnsanlığın Uyanışı: Ezoterik, Kabalistik, Felsefik ve Tasavvufi Perspektiflerden Derinlemesine Bir İnceleme 05.06.2025 - KUTSAL KAN: TOMRİS 05.06.2025 - ERTESİ GÜN 05.06.2025 - UYUYOR GİBİ... 03.06.2025 - GÜNEŞTEN GELEN 02.06.2025 - Yalanın Kızı 30.05.2025 - YENİ BİR ÇAĞIN EŞİĞİNDE 25.05.2025 - 144.000: IŞIĞIN SON SAVAŞI 19.05.2025 - Karanlık Çağ - Deniz Kavimleri (MÖ 1200–800) 15.05.2025 - Gölge Mekân – Seçilmişlerin Kulübü 08.05.2025 - BAY KURT 02.05.2025 - YİTİK EŞİK 30.04.2025 - ADIMI KANLA YAZDIM 30.04.2025 - Kurt Mitolojisi: Kültürler Arası Bir Sembolün İzinde 25.04.2025 - SON DURAK 21.04.2025 - YUVAYA DÖNÜŞ 18.04.2025 - SAKLAMBAÇ 18.04.2025 - Süper Ruh: Evrensel Bilincin Uyanışı 17.04.2025 - LANETLİ YÜZÜK 15.04.2025 - KÖK 14.04.2025 - AYSU VE GÖLGELER KAPISI 11.04.2025 - SİSLERİN İÇİNDEN GELEN 09.04.2025 - ZAMANIN YANKISI 07.04.2025 - Beneath the Endless Waves 07.04.2025 - Arzın Merkezine Bir Bakış: Oyuk Dünya Teorisi 04.04.2025 - İLAHİ DÖNÜŞÜM 31.03.2025 - SAAT 3:12 31.03.2025 - YERALTININ GİZEMLİ DİYARLARI: KADİM MİTOLOJİLERDEN EZOTERİK SIRLARA 25.03.2025 - Sonsuz Dalgaların Altında (Denizkızlarının öyküsü) 25.03.2025 - Ejderhalar: Mitolojiden Gerçekliğe, Kültürler Arasında Bir Yansıma 20.03.2025 - Yıldızların Çocukları – Esmeralda’nın Hikâyesi 20.03.2025 - İSİS:KADİM TANRIÇANIN KÖKENİ VE DÜNYAYA YAYILIMI 15.03.2025 - Kediler, Sfenksler ve Kadim Medeniyetler: Bilim ve Ezoterizmin Kesişimi 10.03.2025 - Kaybolan Halkın Işığı 10.03.2025 - Megalitik Yapılar, Kristal Teknolojisi ve Kozmik Enerji: Atlantis’ten Göbeklitepe’ye Ulaşan İzler 07.03.2025 - Tarih Öncesi Nükleer Savaş: Mitolojiler, Arkeolojik Kanıtlar ve Alternatif Teoriler 04.03.2025 - Kadim Uçan Araçlar ve Gizli Teknolojiler: Vimanalar, Anunnaki ve NASA’nın Derin Uzay Sırları 02.03.2025 - AHİT SANDIĞI: KAYIP MİSTİK TEKNOLOJİ VE SAKLANAN SIRLAR 27.02.2025 - İNSANIN YARATILIŞI: MİTOLOJİ, BİLİM VE DNA’NIN SIRLARI 24.02.2025 - LİLİTH: UNUTULMUŞ TANRIÇADAN ŞEYTANİ DİŞİLE 20.02.2025 - YILAN İNSANLARIN SIRRI: DNA, İNSANIN YARATILIŞI VE EZOTERİK BİLGELİĞİN VE GİZLİ TARİHİN ŞİFRELERİ 17.02.2025 - Nefilimler: Yeryüzüne İnen Tanrılar mı, Uzaylı Hibrit Irk mı? 17.02.2025 - Peygamber Enok: Tanrı’nın Katına Yükselen Peygamber mi, Uzaylılarla Buluşan Bilge mi? 14.02.2025 - HZ. İBRAHİM: TARİH, MİTOLOJİ VE EZOTERİK GELENEKLERİN KESİŞİM NOKTASI 12.02.2025 - Tufan Efsaneleri: Nuh’un Gemisi ve Kadim Hafızanın İzleri 10.02.2025 - Bike’nin Kadim Sırlar Defteri 09.02.2025 - Ruhun Sonsuz Yolculuğu
ad image
ad image